Eskiler "Teşbihte hata olmaz" derlerdi. Yani dilediğiniz benzetmeyi yapar, itiraz eden çıkarsa "Bana öyle geldi" gerekçesine sığınabilirsiniz.
Kişisel konuşmalarda doğrudur da, yığınlara seslenen gazete yazılarında sökmez. Orada her söz gibi her benzetmenin de sorumluluğu vardır.
En iyi jinekologlarımızdan Dr. Selçuk Erez ilginç bir yazar da oldu. Hoş kitapları yayımlandı. Kendini toplum kreması aydın sayanlarımızın (bembeyazlarımızın da diyebilirsiniz) geleneksel gazetesinin Pazar ekinde renkli şeyler de yazıyor.
Çocukluğuna kadar uzanan bir süre içinde çok sevdiğim dostum ve yakınımdır kendisi. Uzmanlık alanında başıma sardığım güçlükleri aşmamda her zaman Hızır gibi imdada yetişmiş, sorunları sessiz sedasız çözmüştür. Minnettarı da olduğum bu akıllı ve dengeli insanla fırsat buldukça aynı frekansta sohbet eder, aynı şeylere güler, aynı keyifleri paylaşırız.
Tek istisnayla: Toplumsal duruma bakışta görüşlerimiz bağdaşmıyor. Hani beyazın da beyazı vardır ya. Güneş altında mermer akı gibi göz acıtır. Sevgili doktor o biçim beyaz. Muayenehanesinin penceresi Taksim'e bakar. Son zamanlarda gördükleriyle zihni büsbütün ağarmış olacak ki dünkü yazısına yanlış teşhis ürünü bir mecaz yerleştirmiş. Sinbad'a benzetiyor kendini.
O masal kahramanı bir akarsu kenarında rastladığı "zayıf, çelimsiz, yaşlı" adama acımış. "Zavallıyı" sırtına alıp karşıya geçirmiş. Ama in deyince inmemiş adam; sırtına yapışıp kalarak despot kesilmiş. Her in deyişte boğazını sıkıyormuş.
Sinbad toplayıp ekşittiği üzümlerle yaptığı şarabı ona içirmiş, sarhoş olunca sırtından atarak kurtulmuş beladan...
Kendi başındaki dertten nasıl kurtulacağını düşünen dostum "Heyhat!" diyor. "Benim sırtımdaki maymun alkollü içki içmez ki..."
Şimdi bu benzetmeye bakarken maymun değil, deve karşısındayız. İnsana "Neresinden başlayayım, doğru yeri yok ki" dedirten deve. Yalakalık için derin bir nefes alıp deneyeyim.
Bir kere, ima edilen kişi zayıf, çelimsiz, yaşlı bir zavallı değil. Önündeki akarsu da içinde yarım yüzyılda nice iktidarın boğulduğu bir vesayet ırmağıydı. Toplumun sırtına binip karşıya geçmedi. Toplumu sırtlayıp karşıya geçirdi.
Kendisine in denildiği halde inmediği de yok. Ne zaman öyle denilirse inmeye hazır. Sarhoş marhoş edilmeden...
Asıl tehlikeli yaratık kim, söyleyeyim mi? Müzmin vesayet ortaklığına ve sömürüye dayalı ayrıcalıkları kaptırma korkusuyla demokrasi düşmanı kesilmiş, Batı maymunu beyazların tedavi kabul etmez kesimi!
Toplumumuz er geç o devasa asalağı da atacak sırtından.