Fazlaca sabırsız davranışlarla çevreyi rahatsız edene "Patlama!" deriz. Her infilak -buhar kazanının fazla ısınmayla patlaması gibi- bir sınır aşımının sonucudur.
Bombalı canavarlıklar hangi ölçünün kaçırılmasından kaynaklanmakta?
Satranç oynarcasına serinkanlı düşünmeye çalışalım. İlk şart kendinizi hasmın yerine koyarak "Son hamle hangi hesapla yapıldı?" sorusuna yanıt aramaktır.
Bomba patlatmalarına "provokasyon" deniliyor. Dilimizdeki karşılığı "tahrik". Ne demek o?
Cinsel çağrışımları unutun. Sözcük kökeni "hareket". Yani "harekete geçirmek" anlamına geliyor.
Peki, Suriye yönetimi ve destekçileri (ki aralarında Rusya ve İran gibi açık müttefiklerin yanı sıra Türkiye'nin güçlenmesinden tedirgin olan başka odaklar da bulunabilir) bizi ne yönde harekete geçirmek istemektedirler? Niçin?
Gerçekten bölgesel süper güç olma potansiyeline sahip bir ülkeyiz. Son zamanlara kadar iç vesayetlerle dizginlendik, müzmin bir iç çatışma yüzünden sürekli kan kaybettik. Şimdi birinci sorunu büyük çapta çözdük, ikincisini de hızla aşmaktayız. Sonuçta semirmemiz uzun vadede pek çok stratejik hesabı altüst eder, kısa vadede de Suriye'de rejim değişikliğini yakınlaştırır.
Türkiye Başbakanı ABD Başkanı ile halvet olmak üzereyken onun şöyle patlayacağını umuyorlar:
"El Muhaberat'ın efendisi sabrımı tüketti! Ülkemdeki muhaliflerim 'Suriye'deki kargaşa senin yüzünden' diye abuk sabuk tamtam çalmakta. Halk da kabadayı bildikleri liderden artık delikanlıca tepki bekliyor kırk küsur ölüye. Sen davranamıyorsan ben Türk şanına layık bir şey yapmak zorundayım!"
Obama patlamaya katılmaz da biz afili bir çıkış -ya da giriş- denersek ne olur? Bomba mağdurluğundan saldırı failliğine terfi ediveririz. Rusya ve İran'ın suç ortaklığından aklanması kolaylaşır. Kargaşa dramatik biçimde tırmanır. Suriye zorbası da sınav öncesi depremden yararlanan haylaz gibi sevinir.
Öyleyse doğrusu hiçbir şey yapmamak, her alçaklığı sineye çekmek, kırmızı renkleri büsbütün soldurmak mı?
Hayır. Mister Obama ve tayfası kara askeri kullanmadan da Amerikan hava gücünü, donanmasını, teknolojisini, istihbaratını, parasını çok daha etkili biçimde devreye sokabilir. Bizim elimizde onları o yöne itelemek için pazarlık kozları yok değil. Birlikte akıllıca, yüreklice, namusluca davranılırsa kendimiz de Mehmetçik kanı akıtmadan çok şey yapabiliriz çözüme katkı diye.
Yıllarca iç dönük melanetlerde görevlendirilmiş olan Türk derin devleti şimdi gerçekten "millî emniyet" uğruna vatana hizmet ediyor. Ha gayret!