Gangsterlik ortamlarında yaşanmış kara mizah olayıdır: Herkesin nefret ettiği çete reisi ölüm döşeğine düşer. Sonu geldi geliyor diye bekleşilir, yerini kapma hesapları yapılırken zıplayıp kalkar, birkaç düzine can daha alıp yine uzanır yatağa. Tekrar kalkar, tekrar vurur, tekrar yatar. Ölümcül maskaralığa dönüşür hacıyatmaz haydut oyunu. Ama mutlaka bir yerde perde kapanır.
Suriye kenesinin sonu nasıl gelecek?
Ordu denilen başıbozuk güçlerin çarpışarak sonuç alacağını düşünmek hayalcilik olur. Askerliğin kendi gerçeği ve matematiği vardır. Tüfekle topa, tanka, helikoptere karşı çıkarak zafer kazanamazsınız. Zorba devrilecek ama sırf silah zoruyla değil.
Çetelerde çöküş iki türlü yaşanır. Ya kadrolardan kaçış başlar, hızlanır, sonunda karşıdaki güçlere direnmeyi olanaksız kılacak boşluklar yaratır. Ya da reisin yakınındaki kişiler ihanet eder, beyin takımı çözülür.
Suriye'de ikisi de oluyor. Çöküntünün hızlanmasını önleyen faktör ülkenin ağırlıklı odaklarında sürüp giden yabancı etki kapışması. Gözler sokaklarda ve ekranlardaki dövüş görüntülerine dikili. Ama daha belirleyici çatışma kritik denge kavşaklarında Amerika-Avrupa-İsrail ortaklığı ile Rusya-Çin-İran cephesinin çekişmeleri.
İki tarafın ajanları gırtlak gırtlağa. Hangi takım ağır basarsa diktatör o biçim gidecek ve sonrası ona göre dizayn edilecek.
***
Satrancı iki kişi oynar. Karmaşıklığını az bulanlar daha da zihin zorlayıcı duruma getirmek için üç boyutlusunu icat ettiler.
Orta Doğu satrancında ise boyutların sayısı bile belli değil. Politika mezhebe, strateji ekonomiye karışıyor.
Örneğin soğuk gerginliğin bir yerde sıcak kavga çıkardığı anda petrol fiyatının kaça sıçrayacağını, onun da bütün dünyada ne sonuçlar yaratacağını kestirebilen yok.
Tabloya giren "yeni Kürt bölgesi" faktörü önemli bizim açımızdan. Sınırımızın hemen ötesindeki karmaşa yetmedi; berisini de etkileyecek. Oralardaki Arap saçına Barzani saçı karışıyor.
Netanyahu'nun kafasındakileri de dikkatle hesaba katmalıyız şu ara. Amerikan planlarının ve ülkesindeki iç dengelerin etkisiyle bize defne dalı benzeri bir şey uzatabilir. Bölgedeki başka ülkelerle yakınlaşmamızı tehlikeye düşürmeden o nesnenin bir ucunu tutma ustalığını gösterebilirsek iyi olur.
***
Osmanlı atalarımız doğu komşularının her şeyi abarttığına inanarak o huyu mizah konusu yapar, konuşurken ölçünün kaçmasına "Acem mübalağası" derlerdi.
İran Dışişleri Bakanı Salihi'nin "Suriye'de durum son derece normal ve sakin" diye demeç vermesine güldüm.
Onun ülkesiyle de son derece normal ve sakin ilişkiler sürdürmemiz şart.
İsmet İnönü'nün kafasında dokuz tilkinin kuyruklarını birbirine değdirmeden dolaştığı söylenirdi. Davutoğlu'nun zihni tilki çiftliğine dönmüş olmalı.
Kolay gelsin!