Dünyanın çılgınlıklarına çözüm ararken teorilerle uğraşmaktan bıktım; somut gerçekleri fark etmeye çalışıyorum.
Ama sevgili okurlardan biri mesaj atmış, takılıyor: "Ağabey, amma feminist gidiyorsun! Kadın dalkavuğu mu oldun? Türkiye hakkında da gerçekten iyimser misin?"
Hayır, avrat ve ülke dalkavuğu oldum. Çevreme pembe gözlükle baktıkça birileri cebime banknot sokuşturuyor...
Şaka bir yana, bu her övgünün çıkar kaynaklı pohpoh sanılması kaygısından kurtulmalıyız. Bir gastronomi eleştirmeni yediği yemek fiyatına kendini sattığının düşünülmesinden korkar da iyi lokantaya olumlu not vermekten kaçınırsa görevini yapmıyor demektir.
Bence görüntüsündeki kargaşaya karşın dünya temelde iyiye gitmekte. Başlıca neden de şimdiye kadar değerlendirilmemiş en büyük uygarlık potansiyeli olan dişi zekâsı ve kişiliğinin ağırlık kazanmaya başlaması.
Bizde günün birinde Çankaya'ya bir kadının çıkabileceği iddiası gündeme gelince şaka gibi karşılandı. Anlaşılan, "Saçı uzun aklı kısa" inancımız yürürlükte hâlâ. Ama bilim öyle demiyor.
Hayır, geçen hafta açıklanan, IQ testlerinde kadınların öne geçtiğini gösteren araştırma sonuçlarından söz etmiyorum. Daha yakından izlediğim yerel gerçekler var.
***
Fahamettin Akıngüç tanıdığım en akıllı ve başarılı insanlardan biridir. Kurduğu geniş eğitim camiasının doruğuna kızlarından Dr. Bahar Akıngüç Günver'i getirince sonucun ne olacağı merakla beklendi.
Kısa sürede çok net biçimde ortaya çıktı sonuç. Deneyime gençlik enerjisinin ve dünyadaki gelişmeleri günü gününe izleme becerisinin eklenmesi ile İstanbul Kültür Üniversitesi daha da cıvıl cıvıl bir eğitim dinamosu oldu.
Yeni rektörü Prof. Dr. Semahat Demir'le tanıştım. Şaka söylemiyorum, kendimi cahil ve geri zekâlı hissedip komplekslendim. Elektronik mühendisliği eğitiminden geçtikten sonra ABD'nin birbirinden çetin teknoloji uzmanlığına dayalı üst düzey görevlerinde yapmadığı kalmamış. Sözlerinin yarısına akıl erdirmek için eve dönünce uzun uzun ansiklopedi ve
google karıştırmak gerekti.
ITI-UNESCO Türkiye Merkezi'nin Avrupa Birliği kurumları ve sanatçılarıyla yürüttüğü "
TC-AB Tiyatro Biçimleri" projesi kapsamındaki Yaz Okulu, atölyeleri ve sahneleri için yer arıyorduk. Bahar Hanım bir ay boyunca üniversitenin bütün olanaklarını merkezimizin hizmetine açtı cömertçe.
Sonuçta Arkeoloji Müzesi bahçesinde bir temsil hazırlanırken karşılaşılan bütün teknik ve pratik sorunları oranın yetkilisi Tuğçe Hanım birkaç saatte çözdü.
Çalışmalara katılmak için birçok Avrupa ülkesinden gelen sanatçı ve öğrenciler arasında kadınlar kızlar erkeklerden daha başarılı oldular. Birkaçı ortamı öyle beğendiler ki, işlerini ya da eğitimlerini burada sürdürmek için resmen başvuruda bulunuyorlar.
***
İzin verin de azıcık kadın ve Türkiye dalkavuğu olayım.