Türküyü ilk duyduğumda çok küçüktüm:
"Yavuz geliyor Yavuz, denizi yara yara. / Kız ben seni alacağım, başına vura vura."
Kızın başına niçin vurulduğunu sormuştum. Kimse yanıtlamamış, şakacı dayım kulağıma fısıldamıştı: "Oralarda âdettir, yavuz erkekler kız kafalarına vurarak güç gösterisi yaparlar. Kızlar da havlu sarar başlarına."
Daha büyüyüp bunun şaka olduğunu anlayıncaya kadar gözümün önünden gitmemişti görüntü: ufukta Yavuz zırhlısı denizi yarmaya başlar başlamaz kafalarına havlu dolayıp bedevi birliğine dönen kız kalabalığı...
Daha da büyüyünce fark ettim ki o türkü ülkemizin hiç şakaya gelmeyecek bir faciasından kaynaklanmıştır. Toplumumuzun kimi kesimlerinde nüfusun yarısı öteki yarının celladı kesilebiliyor. Erkekler onur sandıkları yavuzluk özentilerini kadın kız yumruklamakla değil, öldürmekle dışa vurmaktalar.
***
Olaya bakın:
İlyas ufak tefek, az rastlanır ölçüde iyi huylu, yardımsever, sessiz sakin bir genç adam. Yoksulluğuna karşın çok çalışarak sağır ve dilsiz karısını, küçük çocuğunu, başka bir kızı cinayete kurban gitmiş olduğu için acılı kayınvalidesini geçindiriyor güçlükle. Kendi kız kardeşi Aysel de onlarla kalıyor.
Güzel bir kız o. Özgür tavırlı. Mahallenin delikanlılarına yüz vermiyor. "
Süslü" giyiniyor, arkadaşlarıyla dilediği gibi gezip tozuyor, eve canı istediği zaman dönüyor. Hakkında dedikodu çıkarılıyor tabii: fahişe imiş!
İlyas imalı laflara, kötü bakışlara, çocukların sokakta kardeşinin peşine takılıp bağıra çağıra alay etmelerine, hatta evin camlarının sık sık taşlanarak kırılmasına aldırmamaya çalışıyor. Âdeti olmadığı halde konuşmak için bir gün kahveye gittiğinde mahalle kabadayısının hakaretini sineye çekiyor: "
Evini işletiyorsun. Bizi de göreceksin!"
Eve bir akşam içkili geliyor Aysel. İlk sarhoşluğu. Ağabeyinin soruşturmasına ters cevap veriyor. Herkes yattıktan sonra İlyas ne yaptığını bilmez halde gidip onun boğazını sıkıyor. Ölüyor kız.
Otopsi raporunun sonucu: Aysel bakire.
***
Ah vah etmekle yetinmeyelim.
Hıncal Uluç'un kültür mabedi dediği İstanbul Kültür Üniversitesi Dünya Kadınlar Günü'nü kutlamaya 7 Mart 10:00'da "
Kadına Şiddete Hayır" toplantısıyla başlıyor. İlgili bakan Fatma Şahin, UNICEF iyi niyet elçisi Kıvanç Tatlıtuğ, örgütün Türkiye komite başkanı Talat Halman gençlerle birlikte seslerini yükseltecekler. Konuşmacılar arasında toplum vicdanının en etkin sözcülerinden Ayşe Kulin de var.
Katılabilen gelmeli.
Yukarıda anlattığım olay -ve pek çok benzeri- Ayşe Önal'ın "
Namus Cinayetleri" kitabından. O Ayşe de konuşmacı. Kitabı İKÜ Yayınevi çıkarıyor. Satışının kazancı kadın ve çocuk koruma derneklerine verilecek. Elinden geleni yapmalı herkes. "
Temizlik" öyle olur.