Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Pısmakta hesap yok

İçteki dalaşlarımızı izlemekten, gözlerinizi yurtdışına çeviremiyor musunuz? Çevirin. Çünkü yaşantımızı etkileyen en önemli olayların birçoğu başka ülkelerdeki düğmelere basılarak tetiklenmekte. Oralardan işaret gelince borsamızdan servet çekiliyor, karakollarımıza saldırılıyor, türlü kurcalamalarla kamuoyumuz allak bullak ediliyor.
"Ne yapalım, dünyada bizden büyükler var, onlara direnmeye gücümüz yetmez" inancıyla sineye çekmekteyiz her şeyi. Teslimiyet çoğumuzun ruhuna sinmiş. Aynı boynu büküklüğün dış politikamızda da temel ilke edinilmesini, izlenen dengeli çizgiden vazgeçilmesini isteyenlerimiz yok değil.
Geçici üyesi olduğumuz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde belalı bir oy kullanma zorunluğu gelecek önümüze. Nükleer program konusunda Batı'ya direnen İran'ın cezalandırılmasına oybirliğiyle karar verilmesi isteniyor. O karara katılmaz ya da çekimser kalırsak büyük "dostlar" içerleyecek; katılırsak komşumuzla aramız bozulacak.
Ne halt etmeli?
Uzaklardaki birkaç olaya dikkatle bakmakta yarar var.

***

Ekonomik açıdan Güney Kore dünyanın en rahat ülkelerinden biri. İhracat yarışında İngiltere'nin önüne geçip dokuzuncu oldu. Mal ve hizmet üretimi bu yıl yüzde 5 büyüyecek. G-20 doruk toplantısına ev sahipliği yapacak sonbaharda.
Ama halkı yasta. Bir savaş gemisinin torpillenip ikiye bölünmesiyle 46 denizcinin boğulması şokunu atlatamadı. İkide bir nükleer bomba patlatıp uzun menzilli füze deneyen Kuzey Kore ile başı sürekli dertte. On yıl önce Güney Kore Cumhurbaşkanı Kim komşu ülkenin lideriyle buluşup yakınlaşma politikası başlattı ve Nobel Barış Ödülü aldı. Üç yıl önce de iki ülke geniş kapsamlı bir anlaşma imzaladılar: kuzeydeki zengin madenlerin işletilmesinde, gemi yapımcılığında ve birçok başka alanda işbirliğine gideceklerdi.
Ama uygulama başlamadan güneyde iktidar değişti. Yeni Başkan "Kuzey Kore ortak düşmanımızdır, ondan uzak dur" diyen Amerika'yı kızdırmaktan çekinerek komşuyla ilişkileri dondurdu. O gün bugün başı beladan kurtulmuyor.
***

Amerika'nın Arizona eyalet meclisinde kabul edilen bir yasa polise "şüpheli görülen" her kişiyi sorgulama ve tutuklama yetkisi veriyor. Buradaki "şüpheli" sözcüğünün gerçek anlamı "Meksikalı görünüşlü". Niyet o ülkeden izinsiz geçişleri durdurmak.
Misilleme diye Meksika Cumhurbaşkanı bir duyuruyla kendi vatandaşlarını "istikrarsız bir ülke olan ABD'yi ziyaret etmemeleri" konusunda uyardı.
Şimdi Arizona telaşta. Çünkü her gün Meksika'dan oraya giden yasadışı göçmenler var ama, ortalama 65 bin yasal ziyaretçi de var. Onlar günde 7 buçuk milyon dolar bırakıyorlar.
Gelişmiş ülkelerin vatandaşlarını gelişmekte olan ülkeleri ziyaret konusunda uyarmaları adettir. Tersi ilk kez görüldü. Ve Arizona'da geri adım hazırlıklarının başlamasıyla anlaşıldı ki "tek süper güç" sanıldığı kadar süper değil.
***

İngiltere'deki seçim kampanyasında parlayan Nick Glegg'in Liberal Demokrat Parti'ye büyük başarı kazandırması bekleniyordu. Olmadı. Başlıca neden Glegg'in Avrupa Birliği'ne fazla yakın ve onun baskılarına direnemez görülmesi.
İngiliz seçmeni "Brüksel karşısında sünepeleşmeyelim" dedi.
***

Bizim kamuoyumuzda "Dünyadaki güç dengesini görelim ve haddimizi bilelim" teranesini diline dolamış bir koro var.
Evet, haddimizi bilelim. Ama gerçek haddimizi.
Dünyadaki güç dengesinin bizim pısırık davranmamızı gerektirmediğini görerek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA