Gazetecilik çıkar için yapılmaz.
Çünkü bu bir 'Kamu görevi'dir.
Köşeler ise babamızın tarlası değil,
İstediğimiz ekini ektiğimiz,
Biçip sürdüğümüz…
Buralar sizindir…
***
Bu yüzden değerli okurlarım beni hiç boş bırakmazlar...
Kimi derdini anlatır,
Rahim Demirbaş, Evrim Erdoğan, Fatih ve Seda Demir gibi derman arar…
Zülfiyare dokunduklarım ise ağzını bozup küfreder.
Doğruluğuna inandıklarımı köşeme taşırım.
Küfürbazları ise Allah'a havale ederim.
***
Önceki yazılarımda derdine tercüman olduğumuz
Rahim Demirbaş,
Ferda hanım ve arkadaşları sayesinde çok şükür sıkıntısından kurtarmış.
Şimdi Ferda hanıma teşekkür ediyor.
16 yıl önce Yunanlıların şehit ettiği
Yüzbaşı Nail Erdoğan'ın kızı
Evrim, babasının naaşının Ege Denizi'nin serin sularından çıkarılmasını istemişti.
Yazdık.
Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül de,
Genelkurmay'a talimat verdi.
Hem Evrim mutlu oldu hem de biz…
***
Fatih Demir, Tokat'tan yazan genç bir öğretmendi.
Erbaa'da yaşlı anne ve babasına bakıyordu.
Bir yıldır da
Seda ile evliydi.
Seda,
Tokat Öğrenci Yurt Müdürlüğü'nde
yurt yönetim memuru olarak çalışıyordu.
Erbaa'ya tayinini istemişti ama olmamıştı. Eşiyle ancak hafta sonları bir araya gelebildiğini yazan Fatih,
"Geçen Eylül ayında Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Hasan Albayrak ile ilgili yazdığınız yazıyı okumuş çok duygulanmıştım. Bana ancak Sayın Genel Müdür çare bulabilir diye düşündüm" dedi.
***
Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürü Hasan Albayrak tanıdığım güzel yürekli insanlardan biridir.
Aradım, kendisine Fatih'in dertli mektubunu okudum.
Hasan ağabey,
"Pazartesi günü bu aileyi birleştireceğimi müjdele. Selamımı da söyle" dedi.
Hasan abinin müjdesini verdim.
Fatih ve eşi önce inanamadı.
Fatih'in anne ve babası sevinçten ağladı.
Olayı duyan Erbaalılar,
Önce Başbakan Erdoğan'a,
"Böyle güzel yürekli bürokratları" olduğu için dua etti.
Sonra da
Genel Müdür Albayrak'a...
Sevinç çığlıkları kulaklarımda hâlâ...
Bu mesleğin keyfi buradadır.
İnanın milyarlara değişmem bu güzel duyguyu?