Arada bir köşemi asıl sahiplerine, yani okurlarıma bırakıyorum…
Öyle güzel şeyler yazıyorlar ki kıskanmamak elde değil.
Mesela Can K...
Küsmeyi anlatmış bir yazısında…
Ne kadar naif ve gerçekçi…
Herkesin kendinden bir şeyler bulacağı derin anlamlı sözlerle dolu…
***
Küsmek nedir bilir misiniz? diye sormuş Can…
Ve,
"Küsmek dürüstlüktür, çocukçadır.
Ondan dolayı da
saftır, yalansızdır…
Küsmek aslında
'seni seviyorumdur'
Vazgeçmemektir, "Beni anladır…"
Küsmek,
"Kızdım ama hâlâ buradayımdır, gitmiyorumdur", "Gidemiyorumdur…"
Küsmek
nazlanmaktır, yakın bilmektir, "Benim için değerlisindir..."
Küsmek,
"Sevdiğini söyle demektir"
"Hadi anla" dır,
Küsmek
umuttur, acıları bitirmektir, emin olmaktır…" diyerek bitirmiş mektubunu…
***
Okurumuz
Nezahat Hanım ise,
"Biri olmalı" diye başlamış yazısına ve bakın ne güzel anlatmış
'o' birini…
"Biri olmalı...
Korumalı kollamalı...
Nefesini ensemde hissedecek kadar yakın...
Sırtımı dayayabileceğim kadar güvenilir...
Korkmak sözcüğünün ne olduğunu unutturacak kadar korkusuz...
Biri olmalı...
Ağladığımda sebebini sormak yerine sarılmalı...
Açabilmeli sıcacık kollarını sarıp sarmalamalı...
Kollarında huzuru aşılamalı...
Derdim ne olursa olsun her şeyin sonu olmalı kolları...
Biri olmalı...
Biri olacaksa böyle biri olmalı...
Sadece o her an o her düş o olmalı...
Sevmeli sevdiğini göstermeli...
Bırakıp gitmemeli
O biri sadece beni sevmeli..."
***
Küresel Isınmayla Mücadele Derneği Genel Başkanı Faruk Çebi ise önemli bir iddia ortaya atıyor.
Çebi İstanbul eski
Orman Başmüdürü…
Halen
Çevre Bakanlığında müşavir.
Çebi'ye göre
Yarbay Aşkın Öğreten hafriyat mafyası yüzünden intihar etmiş…
Çebi, "İnşaat sektörünün hızla geliştiği son yıllarda İstanbul'da hafriyat döküm yeri büyük bir gelir kaynağına dönüşmüştür.
Çoğunluğu kamuya ait olan arazilerden oluşan söz konusu gelir kaynağı da yetki gaspı yaratılarak 'göstermelik projeler' ve sadece güçlüye hak tanıyan
'subjektif yöntemlerle' tamamen rantın hizmetine sunulmuştur.
Bu durum, milyonlarca dolar değerinde haksız kazanca ve İstanbul coğrafyasının sel ve su baskını felaketlerine neden olacak kadar bozulmasına neden olmuştur" diyor.
Mektupta ayrıca
Yarbay Aşkın Öğreten'in intihar etmeden bir kaç gün önce
Askeri Savcılığa ihbar mektubu yazdığını;
askeri alana 220 bin kamyon hafriyat döküldüğünü ve söz konusu hafriyat dökümünden dolayı yaklaşık 22 milyon TL tutarında yolsuzluk yapıldığı dile getirilmiş.
***
Tuğrul Bayır isimli okurumuz da, bir hırsızlık olayıyla ilgili polislerden dert yanıyordu:
"Ben Subayevleri'nde Başbakanımızın oturduğu semtteyim.
Bizim evimize de hırsız girdi, olay polise intikal etti, sonra çocuklar ifade için karakola gittiklerinde bir polis, telsizle diğer meslektaşına
'Zenginler fakirlere verseler onlar da çalmaz' diyerek
hırsızlık olayını meşrulaştırdı."
Ardından da
"Bu düşüncedeki bir polis, böylesi bir olayın üstüne ne derecede gidebilir" diye soruyor…
Anlaşılan yine Sayın
Ankara Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya'ya iş düşecek…
Elçiye zeval yok demiştik daha önce…
Okurlarımızdan korkmadan sorunlarını yazmasını bekliyoruz…
Onlar bize, biz de ilgili makamlara bu sorunları ileteceğiz…
İyi pazarlar...