Tarım Bakanlığı'ndan "gıda takviyesi" ruhsatı alınmış sözde ilaçların her türlü hastalığı iyi ettiğini anlatan reklam bombardımanı televizyon kanallarında son hızıyla sürüyor...
Bu reklamlara kanarak "iyi olma" umuduyla parasını kaptıranların sayısı da az değil.
Adamların, uyduruk şeyleri vatandaşa 'ilaç' diye yutturduğunu defalarca yazdık.
Bu şekilde halkın kanını ve parasını sülük gibi emenlere dikkat çektik.
Herkes uyuyor.
Başta da tüketici dernekleri...
***
Bu ilanlara göre o
'şey'ler mesela,
Kanseri tedavi ediyormuş.
Şeker hastalığını da yok ediyormuş…
Kalp-damar hastalıklarına bire bir iyi geliyormuş…
Cinsel bozuklukları bile gideriyormuş.
Kısacası bu adamlar mucize yaratmış ama dünyanın haberi yok!
***
Sahte ilaç sektörü öylesine büyüdü ki tarifi mümkün değil…
Ekrana çıkan pratisyen doktorlar, profesör pozlarında, uyduruk senaryolarla üfüre üfüre halkı soymaya devam ediyor.
İçlerinde köşeyi bin kez dönen var,
Milyonlarca dolara birkaç televizyon kanalı satın alan da…
***
Onlar bu kadar rahat reklam verirken, kendini ve hizmetini tanıtmak isteyen özel bir hastane sahibinin anası ağlıyor...
Milyonlarca dolar harcanan özel sağlık kuruluşları ve hastanelerde, Hipokrat yeminine sadık doktorlar, tıbbi yöntemlerle hastaları tedavi ediyor ama,
O hastanenin reklamı yapılamaz.
Çünkü yasak.
İlgili kurum reklamı yayınlayana da hastaneye de yüklü bir para cezası keser.
***
Hastane ilanlarına göz açtırmayanlar, gıda takviyesini mucizevi ilaç gibi satan palavracılara göz yumar.
Bunlar nereden torpilli?
Hastane sahipleri beni arıyor ve soruyor:
"
Onlara yapılan ayrıcalığın sebebi nedir?" diye.
Ardından "
İnsan sağlığıyla açık açık oynuyorlar, bari reklamları yasaklansın" diyorlar.
***
Mesela hastaneler, reklamlarında
'talep yaratmaya' yönelik
'bizim doktorumuz iyidir' diyemez.
Çünkü yasak!
Ama bu "
uydurukçular", gıda takviyesi adı altında ruhsat aldıkları kapsüller için yaptıkları reklamlarda,
Kanser,
Şeker,
Kalp-damar,
Romatizma ve
benzeri hastalıkları iyi ettiğini açık açık söyleyebiliyor.
Tezgâh senaryolarla ekrana çıkardıkları garibanlara da
"Bu ilaç sayesinde iyileştim" dedirterek, vatandaşı iknaya çalışıyorlar.
***
Hastaneler, en son teknolojisinin reklamını da yapamaz…
Kalp anjiyosu ile kanser tanısı yapan milyonlarca dolar değerindeki MR cihazını da tanıtamaz.
Kısacası hastaneler teknolojileriyle ilgili hiçbir tanıtım yapamaz…
Ama diğerleri,
cinsel bozuklukları, kutusunu 200 liraya sattıkları sahte ilaçla tedavi ettiklerini ballandıra ballandıra anlatabilir…
Bu işi yaparken '
yüce dinimizi" istismar etmekten de çekinmezler… Bu nasıl iştir anlayan biri bana da anlatsın lütfen...
***
Bakanlıktan aldıkları "gıda takviyesi ruhsatı"
ile köşeyi dönen kan emicilere kim ne zaman dur diyecek?
Yakınlarını kanserden kurtarma umuduyla soyulan sade vatandaşın hakkını kim koruyacak?
Bu görev kimin?
Günlerdir yazıp çiziyoruz.
Sesimizi kim duyacak?
Tüketici dernekleri neredesiniz?
***
Bir uyarı da
Maliye Bakanlığı yetkililerine yapmak istiyorum…
Adamların ilaç niyetine sattığı şeylerin fiyatlarına önce bir bakın lütfen…
Ne kadar yüksek fiyata satıldığını göreceksiniz.
Bunları kim denetliyor?
Birkaç televizyon alacak kadar parası olan şarlatanlar devlete ne kadar vergi veriyor?
Araştırın lütfen!
Kısacası şu şarlatanlara artık "
dur" demenin zamanı geldi de geçiyor bile...
Uyumayın beyler!