Önce bir not düşelim:
Karadeniz uşağı, canım cicime pek alışkın değildir.
"Aşkım", "Bir tanem!" diyenlere pek rastlamazsınız bizim oralarda.
Sakın yanlış anlamayın ha!
Karadenizli de sever, hatta ölür sevdiği için.
Adana ağzıyla söylersek...
'Vurulur' sevdiğine...
Hem de "Allah'ına kadar..."
Ama Trabzon uşağı 40 yılda bir dile getirir sevdasını.
Bir söyler ama "pir" söyler...
Ondandır kıymeti Aşk'ın bizim oralarda.
Aşk...
Zordur, az bulunur çünkü...
Bulunsa da kıymeti bilinmez pek.
Şarkıların çoğu onun içindir ama o serap misali bir vardır bir yoktur...
Ve çok azdır aşk, nadidedir, çöl ortasında serap misali bir vaha gibidir.
Kana kana içemezsiniz aşk şarabından; çünkü,
Bir kadehliktir ama "Aşk iki kişiliktir."
Aslında imkansızdır aşk, ama umutsuz değil.
Bakın, ne diyor 'vatan' ve 'aşk' deyince akla ilk gelen şairimiz
Nazım Hikmet: "
Sende ben imkansızlığı seviyorum
Fakat asla ümitsizliği değil"
Aşk ümittir.
Ferhat'a dağları deldiren Şirin'e kavuşacağı anın ümididir.
Nâzım'a Vera'ya kavuşma sevinci veren
Piraye'ye o müthiş mektupları yazdıran...
"Seni seviyorum"
En güzel sesidir Aşk'ın.
Türkülerin hası, şarkıların alasıdır.
Ama yetmez Nâzım'a, şiir olur:
"Seni sevmek güzel şey
Ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel türküyü dinlemek gibi bir şey.
Ama artık türkü dinlemek yetmiyor bana
Ben artık türkü söylemek istiyorum"
...
Aslında iki türlüdür aşk.
Hatta üç, belki dört, beş...
Yaradan'a duyulan AŞK aşkların en yücesidir, Hakk'tır o.
Sonsuz bir sevgiyle bağlanılan uhrevi bir sevdadır.
Mevlana'nın Şems ile yaşadığından çok öte, tariflere sığmaz bir sevdadır.
Nidası güç verir, "Allah Allah!" sesleriyle yürüyen Mehmetçik için imandır.
Süngü olur, düşman mermisine karşı kalkan...
Aşk iki kişiliktir, üçüncüye yer yoktur.
İlla ki üçüncüsü olacaksa doğadır Aşk; çiçektir, bin bir hünerli böcek.
Tavus kuşunun kuyruğundaki ebruli neyse, kelebeğin kanat çırpması odur.
"Aşk tek başına olmaz.
Çünkü sadece ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir."
Aşk öyle bir güçtür ki "mıhlanır" karşısında insan, mecburdur artık.
Akıl gider, sevda oturur yerine.
Gün gelir Attila İlhan diye bir adam geçer Anadolu'dan, inanılmaz mısralarıyla yüreklerimize müthiş mısralar kazır:
"Ben sana mecburum bilemezsin, adını mıh gibi tutuyorum aklımda İçimi seninle ısıtıyorum bir yaşamak düşünsem 'sus' deyip adınla başlıyorum..."