Herkesin haksız hatta yanlış kullandığı bir ifadedir "Angut".
Birisi bir salaklık yapınca, laftan anlamayınca, boş boş bakınca hemen "Angut musun?" deriz.
Deriz demesine ama Angut'un bir kuş olduğunu bilmeyen bir ton "Angut!" var çevremizde.
Çok ürkek bir hayvan olmasına rağmen eşinin ölüsünün başında bekleyen Angut kuşuna dokunsanız dahi kaçmaz.
İşte bu canlının yaptığı en büyük "Angutluk" budur...
Bu olay bütün Angut kuşları için geçerlidir.
Bazıları da "Angut gibi bakmasana lan…" der.
Oysa keşke herkes Angut gibi bakabilse değer verdiklerine...
Bundan sonra bazılarına "Angut" demeden önce bir kere daha düşünün...
"Angut" olamayan o kadar çok insan var ki çevremizde...
***
Trabzon'da ya da Trabzonlu birine
'Temel' fıkrası anlatırken de bence bin kez düşünün…
Trabzon'da büyük infiale sebep olan zamanın
Sabah yazarı Selahattin Duman'ın gazeteye yazdığı
'Nataşa' fıkrasının kopardığı kıyametin katmerlisine sebep olursunuz.
Çünkü zekâdan ve espriden yoksun birçok kuzey ülkesinin fıkrası Temel'e uyarlanıyor.
***
Bugün pazar.
Dudaklarınızda tebessüm bırakacağını düşündüğüm Trabzon'da yaşanan fıkra gibi olayları anlatayım da Temel'in kim olduğunu biraz daha iyi anlayın.
***
Hakim Temel'e sormuş:
- Hanımının kafasına niye sandalyeyle vurdun?
Temel cevap vermiş:
- Ne yapayım hakim bey, masa çok ağırdı…
***
Bizim uşaklar bir gün
Devlet Bakanı Faruk Özak'a bir şikâyet için giderler.
Ancak Bakan binadan çıkmaktadır.
İşinin acele olduğunu söyler ve
"Cep telefonlarınızı bırakın ben sizi ararım" der.
İki arkadaş da, cep telefonlarını bakanın sekreterinin masasına bırakarak çekip gider…
***
Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Acil Servisine gelen iki araçtan inen gençler telaşla,
"Çabuk sedye geturun" der.
Arkadaki diğer otomobile de dönerek:
-
"Acele edin hastayı yavaş çıkarın" der öteki.
Seslendiği otomobilden ise şu cevap gelir.
-
"Ula hasta senun arabanda değil mi?"
Meğer
Rize'den alelacele gelen iki araç da acil hastayı evde unutmuştur!...
***
Rize'de
Müftü Mahallesinin imamı, Ramazan'da akşam ezanını okuması için bir öğrenciyi görevlendirir.
Öğrenci de kapalı sandığı mikrofona, pratik yapmak için ezan okumaya başlar.
Durumu fark eden imam da minareye çıkıp ezan vaktinin gelmediğini duyurur ama iş işten geçmiş, mahalleli orucunu çoktan açmıştır.
***
Trabzon'da
Maraş Caddesi'ndeki boş bir iş yerinin camına
"Rifat Güney Rusya'da işlerinin bozulduğu için parası çok, işi bilmeyen ortak arıyor" yazılı bir tabela asılır.
Görenleri hayrete düşüren bir gelişme olur ertesi gün.
O ilana tam 8 kişi başvurmuştur.
Trabzonlu muhtar
Rıfat Güney, Sovyetler Birliği'nin dağılması üzerine buradan iki uçak ve iki helikopteri kiralayarak Trabzon'a getirmiş… Büyük sükse yapmıştı.
***
Fıkraların Angutla alakası mı?
'Angut' sözünü sıkça kullananların çoğu, onun bir kuş olduğunu bilmez…
'Ne olur ne olmaz' diyerek Temel ile Dursun'u size biraz yakından tanıtayım istedim.