Dünkü yazımda siyaset yoktu.
Kavga yoktu dün...
İnsanı geren zikzaklar...
Meclis'teki kavgalar, kuliste fiskos, kürsüde ahkâm...
Hiçbiri yoktu...
KCK'dan haber ya da yorum da vermedik,
PKK'dan akan pisliğe dikkat çekmedik,
Şehit olan Mehmetçiğin acısını da anlatmadık...
"Doğruya doğru" diyemeyen siyasete bulaşmadık...
Ve dün CHP'ye de yer yoktu, 'Çarkçı Kemal'e de.
Dün Karadeniz kokuyordu yazım.
Fistuğumu gördüğüm rüyam vardı, anacığımı...
Babamla birlikte yaşadığımız evimiz, hasretim...
Lacivert denizi, hırçın denizine benzeyen Karadeniz'in uşakları...
Dün sıcaktı bu köşe, insan kokuyordu.
Beklentisizdi tüm sözcükler.
Siyaset "başka kapılarda" tokmak vursa da
Bizim köşemizde "portakal ağacının altında oturmak" vardı...
Bugün de yok siyaset.
Makyavelli'ye veda ettik bir günlüğüne daha:
"Çıkarın gerektiriyorsa ve dinsizsen bile
En dindar kişiden de dindar görün" diyen İtalyan yok bugün.
Amaca ulaşmak için her yol mubah diyenlere veda ettik Bir günlüğüne daha...
"Kıvırtan", hak etmeyen, "ikbal" bekleyen siyaset...
Senin yerinde de yeller esiyor bugün.
Ankara bugün de soğuk ve karlı...
Güney'deki uşaklara sordum, Adana sıcak.
Gökyüzüne bakanlar, "Güneş gülümsüyordu" dediler.
Adana'da bugün Arif Nihat Asya'nın şiiri okunuyordu sanki:
Ey mavi göklerin kırmızı beyaz süsü /
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü...
Bugün Ankara'da, İstanbul'da Özgürlüğe duyduğum hasret var.
Diyarbakır'ın ekmeğini yemiş bir büyük şair o.
Adanalı, adı Ahmed Arif. Bir yazmış, pir yazmış.
"Hasretinden prangalar eskittim" demiş ve
Her kim ki içeri düşmüş onu anlatmış:
"Dağlarına bahar gelmiş memleketimin"
"Haberin var mı taş duvar
Demir kapı, kör pencere
Yastığım, ranzam, zincirim
Uğruna ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim
Haberin var mı?"
Bugün Mevlana da var köşemizde
"Her gün yeniden akmak ne güzel" diyen
Büyük Türk mutasavvıfı Mevlana Celalettin Rumi...
Ne güzel diyordu hayatın her gün değiştiğini anlatırken:
"Dün dünde kaldı cancağızım / Artık yeni şeyler söylemek lazım" Mevlana dediğim, Anadolu değil artık, insanlığın en büyük ortak dili.
"Yüz bin kere tövbe etsen de gel" diyen, "Putperest olsan da gel" diyebilen
Başka bir Ademoğlu var mı?
Yok.
Ya şu ilkenin güzelliğini dile getirebilen biri?
"Kusurları örtmede gece gibi ol, cömertlikte toprak gibi..."
Dedim ya, bugün siyaset yok, sevgi var, şiir var, aşk var.
Bugün, Sivas'ta öldürülen bir şair var bir de...
Adı Metin Altıok.
Ne güzel seslenmiş şu iki dizesiyle, tıpkı
"Yarısı buradaysa kalbimin Yarısı Çin'dedir doktor" diyen Nazım Hikmet gibi.
"İnsan dediğin saçaktaki güvercinin farkında olacak
Bu aşk var ya bu aşk / Yangında ilk kurtarılacak..."