CHP, 2009 yerel seçimlerinde 3 büyükşehir, 10 il ve 168 ilçe belediye başkanlığı kazanmıştı. Kılıçdaroğlu'na yakın kaynaklar, gelecek yerel seçimde, mevcut belediye başkanlarının yeniden aday göstermeyeceğini iddia ediyor.
Seçim zamanına çok var… Bu pilav daha çok su kaldırır.
Belki de seçim zamanı Kılıçdaroğlu da partide olmayabilir...
Kim bilir
***
Bugünkü durum devam ederse,
Mevcut başkanların yeniden aday gösterilmeyeceğine kesin gözüyle bakılıyor.
En başta da
Mersin'in… Kılıçdaroğlu'nun,
Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin başarılı başkanı
Macit Özcan'ı aday göstermeyeceği bilgisi kulislere bomba gibi düştü…
CHP liderinin, rüşvet iddialarıyla yıpranan
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nu da gözden çıkardığı konuşuluyor.
Mersin'e, bir tarafı Kürt olan eski
Kültür Bakanı Fikri Sağlar'ın aday yapılacağı dile düştü bile.
İstanbul'da ise
Kadıköy, Bakırköy ve
Beşiktaş için adaylar da şimdiden belli.
Mesela
Gürbüz Çapan, Süleyman Çelebi, Aydın Ayaydın ve
Erdoğan Toprak.
***
Gördüğünüz gibi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu konuda epey mesafe almış… Kafasına göre CHP'ye şekil veriyor.
Hedef, kongreyi hasarsız atlatmak.
Bunun için de belediye başkanlıkları delegeler arasında pay edilmiş bile.
****
Partiye katılım yok… CHP'nin 12 Haziran'da aldığı oyları da düştü.
Kılıçdaroğlu'nun tutarsızlıkları yüzünden partinin oyu yüzde 26
'lardan yüzde 19
'lara kadar indi. Güneş gören kar gibi eriyor CHP.
***
Peki,
Çarkçı Kemal'in kafasında ne var?
O da tıpkı Baykal gibi,
"Küçük olsun benim olsun" diyor herhalde.
Öte yandan cumhurbaşkanlığına aday olacağını söyleyenler de var.
Doğru da olabilir, yanlış da...
Sağı solu belli olmuyor ki…
***
CHP'li seçmen Baykal sonrası dosyacı Kemal Kılıçdaroğlu'yla umutlanmıştı. Hatta bu kez kesin
'iktidar oluruz' diye de sevinmişlerdi.
9 yıllık AK Parti iktidarı,
Doğan Grubu sayesinde yalan yanlış haberlerle yıpranma sürecine girmişti.
Şimdi tam zamanıydı.
Her gün Kılıçdaroğlu'nun boy boy fotoğrafları çıkıyordu gazetelerde.
Medyanın rüzgarıyla uçuyordu.
Yani iktidar olamamak için artık bir sebep yoktu.
Kılıçdaroğlu, yurdun dört bir yanını gezmeye başlamıştı.
Halkta da özlenen heyecan vardı.
Doğan Grubu yazarları
'kurtarıcımız' diyerek ona alkış tutuyordu.
Kongrede çoraplarıyla masanın üstüne çıkanlar bile olmuştu.
***
Ya sonra?
Pufff!..
Koca bir hayal kırıklığı…
Güvenilen dağlara kar yağmıştı.
Kılıçdaroğlu, akılcı politikalarıyla değil, tutarsızlıklarıyla hep gündem oldu. Kısa sürede adı
'Çarkçıbaşı Kemal'e çıktı.
Partideki homurdanmalar Kılıçdaroğlu'nu kızdırdı.
Tüzükten aldığı yetkiyi sonuna kadar kullanan CHP lideri, önüne çıkanı harcamaya başladı.
CHP'nin gerçek sahipleri partiden kovuldu.
Atatürkçüler, Atatürk'ün partisinden bir bir dışlanmaya başlandı. Kılıçdaroğlu'nun, parti tüzüğünü demokratikleştireceği yerde daha da faşizan hale getirmek için çalışması tepkileri büyüttü.
***
CHP'de iki tür oluşum var şimdi.
Kılıçdaroğlu'nun etnik paydada buluştuğu askerleri ve diğerleri… Diğerlerini susturuyor, azarlıyor, rest çekiyor…
Etnik kökenli A takımına ise tek laf ettirmiyor.