Anlatacağımız olay Türk sinemasında erotik-avantür dönemi filmlerini aratmaz, hatta onlara rahmet okutur... Ama siz buna 'utancın, haysiyetsizliğin, rezaletin belgeseli' de diyebilirsiniz.
Filmler beyaz perdede oynar.
Hepsi de hayal mahsulüdür.
Ancak bahsedeceğim olay, bir film değil, ayniyle vaki yaşanmış şeylerdir.
Bu öykü, Başkent'in sokaklarında yaşanan bir dizi rezalettin ve entrikanın hikayesidir.
Sahtekarlıktan mafyaya, seksten tefeciliğe ve şantaja uzanan her şey... Ne ararsan var...
Yani "32 kısım tekmili birden" derler ya işte o cinsten...
***
Avantür ve aksiyon dolu olayların içinde, saunada iş adamları ve bazı bürokratların kadınlarla birlikteyken çekilmiş ve şantaj malzemesi olarak kullanılmış yığınla görüntüsü var…
Zavallılar korkularından gıklarını çıkaramıyor…
Çünkü polise gitseler hem işlerinden hem de evdeki eşlerinden olacaklar.
Mecburen durumu sineye çekiyorlar.
Şantaja boyun eğiyorlar yani… Tabii milyonlarca lira ödeyerek.
Bu nereye kadar sürer bilinmez…
***
Saygın bir iş adamı olarak tanınan kişi, filmin başrol oyuncularından biri.
Güneydeki bir ilin ticaret ve sanayi odası başkanına kadın temin etmekle işe başlıyor.
Karşılığında ne aldığını bilen yok.
Bayan X'e, "Başkanıma misafir gönderiyon değil mi" diye soruyor önce.
Kadının gönderildiğini öğrenince de, "Haa, eyi o önemli yani. Tamam yeni bir yer yaptı" diyor.
Ertesi gün de oda başkanının o gece yaşadıklarını merak ediyor.
"Bir şey yapabilmiş mi, yapamamış mı onu sor" diye Bayan X'i tembihliyor.
Tabi tüm bu görüşmeleri istihbarat bir bir dinliyor.
***
Polisin, "Görüşmeyi yaptığınız bayan kimdir, ne iş yapmaktadır" sorusuna, Bizim artist, "Görüştüğüm kişi Hülya isimli bir tanıdığımdır... Saunası var.
Diğeri ise Ankara'ya bir iş için gelen ve beni ziyaret eden, soyadını hatırlayamadığım Mehmet isimli bir oda başkanıdır. Görüşmemiz onunla alakalıdır" diye cevap veriyor.
Tuzağa düşürüp, çektikleri gizli görüntüleri de polise hayvanlı porno CD'si olarak beyan ediyor.
Tabii emniyeti şimdilik kandırıyor…
***
En ilginç olanı da bu olayların, Baykal'ın seks kasetinin patlamasından hemen önce yaşanmasıdır.
Buna dikkatinizi çekerim!
İrdelendiğinde belki de Baykal'a komplo düzenleyenler deşifre olacak.
Çünkü kayıtlarda CHP'li bazı önemli kişilerin adları geçiyor.
Emekli bir emniyet müdürünün de...
Dinlemeye bir savcı da takılmış.
Yüklü para karşılığında milletvekili olan malum şahıs ise filmin esas oğlanı…
Ankara'nın göbeğinde bu yaşananlar 1970'lerdeki filmlere inanın bin basar.
***
Tape'lerin dökümünü okumak bile beni rahatsız etti.
Yakında balonu patlatacağız.
Yani takke düşecek, kel görünecek...
***
ÖNEM Lİ BİR AÇIKLAMA
Evliyalar şehri Tokat, camiler, medreseler, zaviyeler ve türbeleriyle her dönem ilgi odağı olmuştur.
Toplumun göz bebeği sayılan 'Allah dostları', ruhaniyetini oluştururken bu tarihi şehre mistik bir hüviyet de kazandırmıştır.
Çok renkli bir maziye sahip olan kentin her meşrepten insana hitap eden tarikat zenginliği de dikkat çekicidir.
Mevleviliğin ve Nakşibendiliğin köklü geçmişinin yanı sıra Bektaşilik, Keçeci Babalılar ve Hubyarcılar olmak üzere Aleviliğin her kolunu, köylerine varıncaya kadar bu güzel kentte görmek mümkündür.
***
TRT Ankara Radyosu Müdürü Arif Koyuncu bizim için atıp tutunca,
"TRT Ankara Radyosu Müdürü Tokatlı Arif Koyuncu'yu hiç tanımam… Tanımadığım biri için de 'şöyle ya da böyledir' diyemem. Ama o Allah'tan korkmadan konuşuyor… Kırk yıllık kapı komşusuymuşuz gibi hakkımda 'ahkam' bile kesebiliyor… Yaptığı terbiyesizliktir ve de günahtır. Resmen 'gıybet' yapıyor" demiştim…
Bazı okurlar 'Tokatlı Arif' dememden rahatsız olmuş…
Oysa ben evliyalar şehri güzelim Tokat'tan gıybet yapan birinin çıkmayacağına vurgu yapmıştım…
Ortada Tokatlı hemşehrilerimin alınmasını gerektiren bir şey yok.
Bana da Trabzonlu Ersin derler… Bunda ne var ki?