Bugün güya dinlemeye takılan bir milletvekilinin hayvanlı seks kaseti ve Anadolu'da bir ilin ticaret odası başkanına kadın ayarlayan iş adamının rezaletlerini yazacaktım.
Ama TIME'ın 'Yılın Kişisi' anketi sonuçlanınca niyetimi değiştirdim.

Biliyorsunuz Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Yılın Kişisi' seçilmemesi için ulusalcılar ve PKK işbirliği yaparak elinden geleni ardına koymamıştı.
"RTE Yılın adamı mı" başlıklı kampanya ile Başbakan'ın birinci gelmemesi için 'hayır' çağrısında bulunmuşlardı.
Ama istedikleri olmadı.
Bu 'kalleşçe' davranışı eleştirdiğim için de bana küfürler yağdırmışlardı.
Tabii çirkin sözleri sahiplerine misliyle iade ettim.
Sonra da küfür dolu elektronik postaları yargıya intikal ettirdim.
Yakında küfür etmek neymiş görürler.
Neyse...

***

Bunlara rağmen Sayın Başbakan Erdoğan dünyada 'Yılın Kişisi' seçildi.
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, ABD Başkanı Barack Obama'yı da geride bırakarak birinci oldu.
Dün aldığım en güzel haber buydu.
Başbakan Erdoğan, 122 bin 415 oyla birinci oldu.
En yakın aday olan Lionel Messi ise 74 bin 415 oyla ikinci…
Ulusalcılar ile PKK'lıların çabaları boşa gitti yani!
Buna da çok sevindim…
Tabii milliyetçilik ruhu taşıyan her Türk vatandaşı gibi…
Birinci gelen bizim başbakanımızdı,
Bundan gurur duymayanlar utansın.
TIME dergisinin internet sitesinde yer alan, "TIME'ın Yılın Kişisi Anketi İçin Halkın Tercihi Recep Tayyip Erdoğan" başlıklı yazıda ise "Başbakan Erdoğan İslami Demokrasinin Tercihi" olarak çok övüldü.
Türkiye'nin, dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ekonomisi konumuna ulaşmasında Erdoğan'ın yaptığı katkı özellikle belirtildi.
Ayrıca Başbakan'ın, rock yıldızlarını kıskandıracak ölçüde coşkulu kalabalıkları bir araya getirebildiği de yazıldı dergide…
Ama TIME editörleri halkın tercihi yerine protestocuları seçti.
Sevgili okurlar,
Daha önce de söyledim…
Başbakanı ve partisini sevmeyebilir, ona oy vermemiş olabilirsiniz…
Demokrasilerde partiler bir vazo içerisine konulmuş çiçekler gibidir.
Birini beğenir diğerini beğenmeyebilirsiniz.
Bu çok doğal bir durumdur.
Tabii ki fikirler farklı olacak.
Bunları anlarım.
Ama bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının, yabancı bir derginin açtığı 'yılın kişisi' anketine 'hayır' kampanyası düzenlemesini hiç AN-LA-MAM.
Kim kızarsa kızsın benim lügatimde bunun karşısında 'kalleş' yazar.
Ve kalleşlerin gücü bu kez de yetmedi…
Çünkü kimse aptal değil.
Dünya çapındaki liderimizin değerini yabancılar bizden daha iyi biliyor.
Bu anket bize bunu gösterdi.
Ben adamın delikanlısını,
Dürüstünü,
Vicdanlısını,
Dik duranını,
Lafı gediğine koyanını,
Yüreği sevdalısını,
Çok severim…
Mutsuz Mustafa değilim ki siyasi bir çıkar bekleyeyim…
Mesleğimin aşığıyım ve ölünceye kadar da gazeteci kalmaya niyetliyim…
Kimse boşuna öküzün altında buzağı aramasın.