Sayın Başbakan "bürokratik oligarşi" dediği bir yapıya işaret eder. İş dünyasının bu konudaki şikâyetlerini destekler. Bir başbakan olarak hâlâ bürokrasiyle uğraştığından sık sık dert yanar.
SABAH gazetesi olarak yaşadığımız bir olay, Sayın Başbakan'ın ne denli haklı olduğunu ortaya koydu.
Türkiye'nin en iyi gazetesi SABAH, okurlarına eli boyamayan, dergi tadında bir gazete vermek için bir süredir kuşe kâğıda basılıyor.
SABAH'ın bu yeni konseptini siz değerli okurlara tanıtmak için harıl harıl çalışıyoruz.
Duyurular yapıyoruz, araçları giydiriyoruz, afişler asıyoruz.
Maksat yeni SABAH'ı siz değerli okurlara tanıtmak.
Bu kapsamda Adana Havalimanı otoparkındaki iki büfeyi de bedeli karşılığında "SABAH'ın kuşe kağıda basıldığını" anlatan afişlerle donatmak istedik.
Durumu bir yazıyla DHMİ Genel Müdürü'ne ilettik. Talebimiz işleme dahi konulmayınca Genel Müdür Sayın Orhan Birdal'ı aradım. Durumu tekrar anlattım. Ama aldığım cevapla şaşkına döndüm.
Sayın Birdal, "Ya Taraf gazetesi de böyle bir şey isterse ne yaparız?" dedi.
Ben de "İstesin, parayı verdikten sonra yasalara aykırı afiş değilse ne mahzuru olabilir ki?" dedim.
Sadece 'Kem küm' etti.
Sayın Birdal,
Bahçe içindeki otopark bilet kulübesine afiş asmaya "YOK" demek ancak köhnemiş bir mantığın yapacağı bir uygulamadır. Ve devletin para kazanmasına engel olmaktır. Haberiniz olsun.
***
İki güzel hediye
İyi eğitilmiş ve topluma kazandırılmış bir genç, hem ailesi ve hem de toplum için bir servettir.
Bazı kayıplar vardır ki asla telafisi olmaz.
Yine bazı hatalar vardır ki onarılması imkânsızdır.
İşte çocuklarımız da böyledir.
Hata ve kayba uğramaması gereken en önemli varlıklarımızdır.
Çocuklar sözlerden ziyade davranışlardan etkilenirler.
Onun için davranışlarımızda samimi ve dürüst olmalıyız. Birer gül fidanı yetiştirdiğimizi unutmamak zorundayız.
Rahmetli
Yaşar Bayboğan ağabeyim bu anlayışla iki güzel evlat yetiştirdi. Meziyetlerini burada saymakla bitiremem. Ayrıca rahmetli anamın dediği gibi özelliklerini saysam
"nazar" olmalarından korkarım.
***
Kısmetse sevgili dostum, ağabeyim kadar yakın bildiğim güzel insan
Yaşar Bayboğan'ın Adana Kabasakal'da bulunan mezarına gideceğim bugün.
Hem ona hem de oradan Of'taki fistuğum ile babama dua okuyacağım.
Yaşar ağabey süper bir baba, iyi bir aile reisi, iyi bir arkadaş, harika bir dost, kısacası
adam gibi adam tanımlamasıyla bile ifade edilemeyecek kadar değerli biriydi.
İnanıyorum ki bu güzellikleri onu cennete taşıyacaktır.
Sevgili çocukları
Lütfi ve
Gökhan Bayboğan kardeşler, Yaşar ağabeyimin bana bıraktığı ve ömür boyu saklayacağım iki güzel hediyedir.
***
Eski İspanyol haritacılar, sevgilileri için de gerçekte olmayan bir ada çizermiş haritalarında.
Eski İspanyol haritaları
"Sevgiliye armağan adacıklar" ile doluymuş.
Kristof Kolomb bir deniz seferinde, haritadan anlayan bir İspanyol'a, gemide suların azaldığını, haritada görülen o adacıkta içme suyu olup olmadığını sorunca İspanyol gülmüş...
"Efendim" demiş,
"O ada yok. Onu çizen haritacı sevgilisine çizmiştir..."
Sevdiklerimizin mutluluğu için haritaya bir ada çizip
"Burası senin" demeyi unuturuz hep.
Sevgiyi, sözleri, dokunuşları, davranışları, dostluğu unuttuğumuz gibi…
Yaşar abi, ölüme bile sevgiyle gitti. Ruhu şad olsun.
Mutlu bayramlar…