Dünkü magazin ekleri kapaktan coşkuyu vermişler. "Eski eşlerin olayyy karşılaşması!!!" Flaş! Flaş!
Ece Bar'ın sahibi Ece'nin Pera'daki mekânında doğum günü partisi varmış. Partiye tabii ki Ece Hanım'ın en sevdiği arkadaşları katılmış ama dört isim en çok dikkati çekmiş.
Zuhal Olcay ve ikinci eşi Selçuk Yöntem bir yanda, Zuhal Olcay'ın üçüncü eşi Haluk Bilginer ve sevgilisi oyuncu Zerrin Tekindor diğer yanda.
Artık "Gece boyunca Zuhal Olcay ve Zerrin Tekindor yan yana gelmemek için çaba harcadılar" mı istersiniz?
"Zuhal Olcay eski eşlerinin gözlerinin içine bakarak şarkılar söyledi" mi buyurursunuz. "Eski eşler gerildi" mi ararsınız. Yorumlar türlü türlü.
Ama kimse olaya kalkıp da şöyle bakmıyor. Dördü de kocaman insanlar ve böyle bir organizasyonda karşılaşacaklarını bilirler. Karşılaşınca ne yapacaklarını da bilirler. Kimse ergen değil. Herkes hayatına öyle ya da böyle devam etmiş. Defterler kapanmış. Bu insanlar kadın- erkek kovalayacak, dedikodu kazanı kaynatacak insanlar mı Allah aşkına.
Ayrıca bir adamın eski eşiyle yeni sevgilisinin konuşmaması da şaşılacak bir durum değil. Can ciğer kuzu sarması olmayabilirler. Belki hiçbir zaman arkadaş değildiler.
Karşılaşmışlar, selamlaşmışlar, eğlenmişler işte o kadar. Daha ne olacak. Benim penceremden bakınca stüdyoda gerginlik falan yok yani. İstanbul küçük, meslekler aynı, çevreler, dostlar aynı. Küçük düşünmemekte, boşuna heyecana kapılmamakta fayda var yani.
Birileri birilerinin saçını başını yolsun, kıyametler kopsun, kadınlar evde tırnaklarını yesin, erkekler kıskançlıktan çatlasın dünyasını nasıl da seviyoruz.