Hiç adeti olmadığı halde her sabah kendini Kuruçeşme-Rumelihisarı hattına atmak suretiyle hırs içinde yürüyorsa, diyete diyet, spora spor dememeye başladıysa aman beyler o kadına dikkat.
Görüyorum öyle Rocky hırsında ablaları ve her defasında aynı şeyi düşünüyorum.
Bir kadın boşu boşuna kendini yeniden yaratmaya kalkmaz. Durduk yere uykusundan, çay keyfinden, sohbetinden, sefasından çalmaz. Gelmiştir başına bir olay, sinir yapmıştır, bıkmıştır ve tokatlayası vardır.
O altı kilometreyi gidip gelirken kafasında mutlaka odaklandığı bir şey vardır. Bünyeyi hipnotize ede ede yürür. "Bak sen şimdi ben sana neler edeceğim Osman", "O kadın var ya o kadın görsün kim daha taş", "Öyle gidilmez, böyle gidilir Mustafa Efendiii, kaybettiğini göreceksin", "Şu kiloları vereyim de âlem taş görsün, bak ben ne hayatlar yaşayacağım" vesaire.
Yani ablamız;
Ya intikam peşindedir.
Ya hayatındaki adamı attı atacak, yapım aşamasındadır.
Ya yeni birinden hoşlanıyordur, hedefe kilitlenmiştir.
Ya da hayatını sıfırlamaya niyet etmiştir.
Her türlü kafada bir plan, bir amaç, atılacak en az bir gol vardır ve meseleye kadın kendi bedeniyle başlamıştır.
Benden söylemesi. Sonra "Aaa bu kadına ne oldu böyle, başına taş mı düştü, içine cin mi kaçtı" diye şaşkın şaşkın bakakalmayın. Sadece yaşadıklarıyla biraz tadı kaçtı, size de gazozu kaçtı. Tamam mı?