Meğer çok şey yapılabilirmiş. Dalmışım, unutmuşum işte.
Kişi bazen kendini şaşırabiliyor tabii. E normal. İnsanlık hali.
Bazen kalbine, bazen hırsına, bazen öfkesine, bazen korkularına yenilebiliyor.
Mesela garanticiliğin rahatlığı sarıyor dört bir yanını.
Mesela değişimden öyle korkuyor ki kendini yok ettiğinin farkına bile varamıyor.
"Bugün boş ver, sonra yaparım" diye diye, hayatımızın baş köşesine koyduklarımızın bizi hareket edemez hale getirmesine müsaade ede ede fare gibi aynı çemberin içinde dönüp dolaşıyoruz.
Bir süre sonra da o istediğimiz şeyleri yapmaya halimiz kalmıyor. Beziyoruz. Coşkumuzu, heyecanımızı kaybediyoruz. Hiç hoşlanmadığımız, hiç olmak istemediğimiz o insana dönüşüyoruz.
Niye? Biz manyak mıyız?
Bizim kendimizle zorumuz ne?
Bir anda silkelenip kendime geldim, bu aynılıkla benim işim ne?
Bir günde neler yapılabilir neler. Sabahın yedisinde gülümseyerek kalkınca yataktan, bir güne neler sığabilir neler.
Ben böyle bir bereket görmedim. Sen de dene görmeyeceksin.
Çık artık o yataktan, bir saat az uyu, o spora git, o yolları yürü, o telefonları aç, o kitapları oku, o yüzleri gör, o cümleleri kur, dur! Savaşır gibi yemek yeme! Bedenine saygı duy. Takma, tasalanma, sarma, boşu boşuna bozulma, televizyon karşısında uyuklama, bayıl kendine, önce kendine, tebrik et kendini.
Bak bir dene.
Bir günde neler yapılabilir neler.