Sağlık haberi dedin mi duracaksın. E ben ille de duruyorum da.
Sanırsınız dünyanın en sağlıklı, en güzelliğine düşkün, en disiplinli insanı benim.
Bu, rahmetli anneannemin bir zamanlar nerede tabak çanak kuponu görse toplaması gibi bir durum.
Kadıncağızın evi mavi cam tabaktan geçilmiyordu vallahi.
Aç dolabın kapaklarını üst üste dizilmiş gazeteden tabaklar. Kim yiyecek? İşte orası belli değil.
Onlar orada dursun da...
Ben de o şekil.
En son kelliğe çözüm konulu bir yazıyı soluksuz okurken yakaladım kendimi.
Yahu sana ne kellikten. Bak Tanju Çolak çam yağı sürüyormuş paşalar gibi.
Bu arada ne antipatik bir üçlüdür o yahu; Tanju Çolak ve su yeşili kazağı ve çam yağı. Oooo ooo diday diday day.
Öylesine sağlık haberlerinden kopamıyorum yani.
Bir kere dedim; "Kızım aç kendine bir defter, ki her halt için defterin var, kes yapıştır okuduğun sağlık haberlerini yirmi sene sonra Ajda Pekkan'a koşarsın net!"
Ve fakat hadisenin önünü alman imkânsız.
Diyetisyenlerin ve doktorların her gün yememiz gerektiğini söylediği besinleri alt alta koysak başımıza iki şey gelir.
1. Yemek yemekten başımızı kaldıramayız.
2. Kusura bakmasınlar ama o kadar sarmısak soğana kimse yanımızda kalmaz.
Gelelim esas konuya. Efendim dün gece 'Yaz hastalıklarına dikkat' başlıklı bir haber okudum. Tabii ki hemen pirelendim, içim kımıl kımıl etti ve dedim, neymiş ki bu yaz hastalıkları. Benden habersiz yaz vakti ortalıklarda dolaşan sinsi bir hastalık mı var?
Amaaaan b'işey çıkmadı. Güneş çarpması, böcek sokması, başağrısı vesaire.
Sağlık editörleri beni yine keklediler yani.
Ben de onlara esaslı yaz hastalıkları iade etmek istedim. Mesela;
Pek Sevgili Serdar Ortaç gibi kız arkadaşını suya çarpmak, ardından sırtını ısırmak ve hızını alamayıp omuzlarına binmek.
Al sana yurdum erkeğinin sevgi gösterememe hastalığı 2013 yaz sezonu. Sakin ol şampiyon.
Kızların toplu bikini hastalığı. Selüliti var diye yaz tatiline çıkmayan tanıdıklarım var benim, bu hastalık değilse ne? Sanki bütün plaj işi gücü, üç günlük tatil keyfini, denizini bıraktı bizim selülitlerimizi ayıplıyor.
Yurdum erkeğinin klasik yaz hastalığı; mangal. İki çimen gördün mü kökle mangalı koçum.
Bir Bodrum hastalığı olarak; aldatma. Yaz ve Bodrum bir araya gelince erkekleri tut tutabilirsen, hepsi Alain Delon kesiliyor, kaşlar gözler oynuyor maşalllah.
"Ayyy deniz çok soğuk" hastalığımız da var. Üşüyorsan git hamama kardeşim. Deniz dediğin soğuk olur.
Merdivenin başında nazlı taze gelinler gibi "Ayyyy giremicem Hüseyiiin" çekmelere, arkanda kuyruk yapmalara ne gerek var. Gireceksen gir daaa, girmeyeceksen de cümlemizi yorma.
Sırada yaz sofraları hastalığımız var; mangalları, ekmekleri, tatlıları gömen ablalarımızın dilinden düşmeyen diyet konuşmaları. "Şekerim valla ben şimdi yedim, yarın artık hiçbir şey yemem.
Bak bir kes ekmeği, tuzu, şekeri gör." Haaa görüyoruz zaten.
Gittiği tatil köyünün, otelin odalarını gözlerini kısmak suretiyle sayıp, kafadan gelir hesabı yapıp "Vayy anasını, adam başı üç yüz elli liradan, gündeee bilmemnekadar kazanıyor bunlar" topuna girmekten kendini alamayan erkek kısmının hastalığını da unutmamak gerek.
İşte böyle. Yazınız bol, hastalığınız komik olsun inşallah.