Prensip denen bi'şey var şu hayatta.
Benimki seninkine, seninki benimkine uymayabilir mesela.
Prensiptir ama senin temel kullanım kılavuzundur, el kitabındır.
Herkesin kabul görsün ya da görmesin, kendi çapında inançları, direndikleri, üzerine basa basa söyledikleri, şaşmayacakları, şaştı mı kaşıyacakları vardır.
Herkesin kendine ait yaşama biçimi, bakış açısı, değerlendirmeleri, terazisi vardır.
Bizi diğerlerinden farklı kılan da bunlardır.
Kimse kimseyi prensiplerinden dolayı eleştiremez. Kimse kimseye 'değiş' buyuramaz.
Neden?
Çünkü can çıkar huy çıkmaz.
Çünkü insan değişmez.
Çünkü ya karşındakini olduğu gibi sever, kabul eder ve onun kurallarına saygı duyarsın ya da çeker gidersin.
Yuvadan beri devam eden arkadaşlıklarım var mesela. Yıllardır eskimeyen dostluklarım. Hiç ayrılmadıklarım. İş arkadaşlarım. Ailem.
Onlar beni ben onları biliyoruz. İşin sırrını da buradan yakalıyoruz. Uzun sürmemizin, kopmamamızın, birbirimize girmememizin sebebi tam da bu.
Misal en yakın arkadaşımla içki sofrasında tartışmaya girmiyorum. Kız iddia makamı, siyaha pembe der ve o pembedir. Konu biter. Şimdi ben onunla neyi, niçin, hangi sonuca varmak için tartışacağım.
Eğer onu seviyorsam, yanımda istiyorsam susacağım. Ertesi gün konuşuruz.
O şekil.
Bir arkadaşım daha var, kendisinin aşılamaz duvarları var. Onun küstüğü, kızdığı, ona yamuk yapanlarla konuşursam bana kızar, ilişkisini keser, küser.
Ben de ona sevgimden "Arkadaşıma yamuk yapan, bana yamuk yapmıştır" felsefesini güderim.
Şimdi bu konuya nereden geldik?
Yazar menajeri, edebiyat ajanı Barbaros Altuğ gazeteci Ayşe Arman'a röportaj vermiş. Verebilir mi? Verebilir.
Ve fakat bu yüzden 12 yıldır çalıştığı yazar Perihan Mağden ile tüm ilişkisi bitmiş. Mağden bitirmiş.
Haberi okuyunca şaşırdım mı? Bir gram şaşırmadım.
Perihan Mağden'le iki satır konuşmuş, onu ucundan bile tanımış, yazılarını okumuş bir insan bu tepkinin geleceğini bilir.
Perihan Mağden budur.
Ayşe Arman'ı sevmez. Yok olmadı! 'Sevmemek' bu durum adına yüksek bir kelime, 'hazzetmez'. Ona her röportaj verdikten sonra pişmanlık duyar, olduğu gibi yazılmadığını hisseder. Ki haklılık payı da vardır.
Ayşe Arman röportaj vereni büyük bir ustalıkla esas meselesinden ayırabilir. Bu da onun yeteneği, özelliğidir. Çekinen röportaj vermesindir.
Çok şaşırmış Ayşe Arman, Perihan Mağden'in Barbaros Altuğ'a tepkisine. Saçma bulmuş, anladığım kadarıyla kendini hafiften kıskanılan kadın yerine koymuş.
Koymuş da yanlış yapmış.
Mesele Ayşe Arman değil. Mesele 12 yıllık arkadaşının seni tanımaması.
Burada elin Ayşe Özyılmazel'i bile Perihan Mağden'in bu röportaja tepki göstereceğinin farkındayken burnunun dibindeki arkadaşı nasıl bu hataya, bu bilmezliğe düşer.
Perihan Mağden gibi kadınlar zordur ama ben en çok onları severim. Çünkü sıradan değillerdir. Çünkü kendilerine özellerdir. Çünkü onlarla yan yana olmak kolay değildir ama tadı başkalarıyla olmaya benzemez.
Bütün mesele prensiplerdir. Bütün mesele duygulardır. Kurallardır. 15 yaşında kalmışlık değil.
Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin.
Sevgiler.