Ferrarisini Satan Bilgecan değilim, ak sakallı gurularım da yok, meditasyon yapa yapa bir gün yerden yükselmek gibi bir amacın peşinden de koşmuyorum.
Öyle gelişine yaşıyorum işte.
Akıl evde yok. Kimine göre salaklık, kimine göre dibine kadar yaşamak benimkisi.
Kalbimin sesi o kadar gür ki aklımın çıtı çıkmıyor kendimi bildim bileli.
Her şeye rağmen güzelim iyiyim, çok şükür Allah biliyor yani. Ohh.
Ancak bazen insanın kendisi bilmiyor, bilemiyor. Affedersiniz ama salak gibi mutsuzluğa bağlıyor. Sonra dönüp duruyor fare gibi o çemberin içinde.
Oysa istemenin sonu yok! Mutsuzluğun sonu yok!
İstedikçe mutsuzsun, bekledikçe mutsuzsun, isyan ettikçe mutsuzsun, direndikçe mutsuzsun, sevmedikçe mutsuzsun.
Daha çok para, daha çok aşk, daha iyi iş, daha güzel ev, daha havalı araba, daha lüks oteller, daha güzel kızlar-erkekler her zaman var, sonu yok.
Ancak senden de bir tane daha yok.
Mesela bugünden bir tane daha olacak mı zannediyorsun? Bir daha 8 Nisan 2012 Pazar yaşanacak mı?
O zaman mutsuzluk yasak! Hepimize yasak. Yasakladım ben kendime.
Ne olursa olsun oynayacağım mutluluk oyununu. Her gün bulacağım mutlu olmak için bir sebep. Hatta bin sebep.
Çünkü istersen sen de bulursun bin tane.
Hadi bulsana kendine, şimdi, bir tane.Sonra bir tane daha... Bir tane daha... Hadi.