Oyun dışı duran.
Anne olmayınca anında buharlaşıp havaya karışan.
Para verince babalık yaptığını sanan.
Çocuklarını taciz eden. Çocuklarını döven.
Eşlerini döven, sözlü ya da fiziksel şiddeti evden eksik etmeyen.
Alkolden burnunun ucunu göremeyen.
Bağımlılıkları uğruna çocuklarının geleceğini yerle bir eden.
Bir baltaya sap olamadığı gibi bütün suçu karısına ve çocuklarına yükleyen.
Aile kavramının farkına varamayan.
Sözünde durmayan.
Çocuklarının en güzel, en önemli, en anlamlı günlerini bile isteyerek kaçıran.
"Kızım nasılsın?", "Oğlum bir ihtiyacın var mı?" gibisine soruları sormayı akıl edemeyen.
Baba gibi baba olamayan.
Çocuklarına korkudan ve üzüntüden başka bir şey veremeyen.
Annemiz gibi bize "Seni seviyorum" diyemeyen.
Evin içinde bir yabancı gibi dolanan.
Dinlemeyen.
Sevgisini belli etmeyen, çoğunlukla da sevmeyen.
"Ben istiyorum işte o kadar"cı.
Çınar ağacı gibi değil sanki dekor çam ağacı babaların Babalar Günü'nü kutlamıyorum.
Daha ilk günden bütün sorumluluğu annelerin omuzlarına yükleyen babaların Babalar Günü'nü kutlamıyorum.
Evden gidince evlatlarından da giden babaların Babalar Günü'nü kutlamıyorum.
Küçük kızların kahramanını öldüren, genç delikanlıların hayallerini kıran babaların Babalar Günü'nü kutlamıyorum.
Anneler hem anne hem baba olabiliyorlar. Anneler kendilerinden bile vazgeçseler çocuklarından asla vazgeçemiyorlar.
Ben vazgeçen babaların Babalar Günü'nü kutlamıyorum.
Çünkü Babalar Günü öyle her babayiğidin günü olamaz.
Çünkü her adam baba gibi baba olamaz.
İşte bu yüzden; çocukları olmasa da sadece baba gibi adamların Babalar Günü kutlu olsun.
Çevresindeki herkesin sevgisini, saygısını kazanmış. Büyükle büyük küçükle küçük olabilen. Sarıp sarmalayabilen, karşılık beklemeyen, dürüst, aslan gibi, özü sözü bir, can gibi, her şartta sevdiklerinin yanında dimdik durmayı beceren o güzel adamların Babalar Günü kutlu olsun.
Benim canım babamın da Babalar Günü kutlu olsun. İyi ki varsınız.
Gerisi sussun, kutlama falan beklemesin, kaybolsun. Zaten hiç olmadılar ki.