Cevabını bilmediğimiz, bilsek de söylemek istemediğimiz, aniden sorulduğunda taca kornere bakıp oradan kaçmak istediğimiz sorular vardır. Ya yalan söyleyip durumu kurtarmak zorundayızdır, ya da şaşkın şaşkın soruyu soranın yüzüne bakmak suretiyle zaman kazanmak. Sonuç: bu bir cevapsız sorudur! Alın size birkaç cevapsız soru.
Rutine bağlamış, uzun, sıkıcı ve okeye dönen ilişkide: "Beni seviyor musun?" diye sorulduğunda, bu bir cevapsız sorudur. Rica edeceğim hiçbir şekilde ve zamanda sormayın şu soruyu!
Bütün gün yemek pişirip, pişirdiği yemek bir şeye benzemeyen arkadaşınız gözünüzün içine bakıp; "Yemek nasıl olmuş?" diye sorduğunda... Kafayı tabağa gömüp hızla yemeği kaşıklamaya başlayın bence.
Sadece bir kere girdiği solaryumdan sonra arkadaşınız, bir heves: "Bronzlaşmış mıyım" diye sorduğunda. Tabii Naomi halt etsin!
Her daim bütün erkeklere: "Aşkımmm bende bir değişiklik fark ettin mi?" sorusunu patlattığımızda. Dünyada bu soruyu 'şak' diye cevaplayabilen bir erkek var mı?
300 gram bile versek karşımızdakine "Kilo vermiş miyim?" diye sorduğumuzda. Bunun tek cevabı vardır: "Aaa! İnanmıyorum, ne kadar zayıflamışsın" ve fakat yüzde doksan bu cümleyi kimseden duyamazsınız.
Aldatıldığınızı bilen ama size çaktırmayan arkadaşınıza: "Bir şey duydun mu? haberin var mı?" diye sorduğunuzda. Ne desin şimdi! "Kızım seninki çatır çatır boynuzluyor" diyecek hali yok ya.
En yakın arkadaşınız doğum gününde sevgilisinin bir sürpriz hazırladığı hayalleriyle savrulurken sizi bir kenarda kıstırıp: "Yoksa bana evlenme mi teklif edecek?" diye sorduğunda. "Evet" desen sürpriz bozulur, "Bilmem" desen olmaz, "Hayır" desen uyuz arkadaş sınıfına girersin?
Sevgiliyle ara bozukken kafasını ütülediğiniz kız arkadaşınıza gözlerinizi devirmek suretiyle: "Beni özlemiş midir sence?" sorusunu sorduğunuzda. İnsan içinden "Özlese arardı düdük makarnası" dese de dışarıya ne diyeceğini bilemez. Bu soru, cevapsız soruların top 5'inde yer alır.
Çok kötü bir şarkıya imza atmış kişi yüzünüze umutla bakıp; "Nasıl! Hit olmuş değil mi?" diye sorduğunda. "Bence git olmuş" diyemeyeceğinize göre... cevapsız sorudur!
17 yaşında eve geç gelmişsin, annen kapıda dikilmiş sorar; "Nerdeydin?" Al sana en babasından cevapsız soru!
Erkek karşımıza dikilip; "Saçlarım dökülüyor mu sence?" sorusunu sorduğunda. Yok canım ne dökülmesi, kafandaki açıklık değil ters ışık!
Hiç hazzetmediğiniz bir erkekle çıkmaya başlayan en yakın arkadaşınız "Ay nasıl? Çok tatlı değil mi? Sevdin mi?" diye sorduğunda. "Iıııı nefret ettim, çabuk terk et!" diyemeyeceğimize göre. Bu da bir cevapsız sorudur.