Dün sabah gazeteyi açınca yapımcı Elif Dağdeviren'i magazin manşetinde gördük! Habere göre geçen cumartesi gecesi Elif, oyuncu Ali Sunal'la Şamdan'da öpüşmüş koklaşmış. Yani yıllardır oyuncu Gökçe Bahadır'la beraber olan Ali, Gökçe'yi Elif'le aldatmış.
Allah Allah... Tanıdığım Elif'e göre düşünürsem "Olmaz böyle şey" derim. Hayatın kendisini düşünürsem; "Her şey mümkündür" çekerim.
O zaman Elif'e 3 soru 3 cevap yapayım da durumu öğreneyim.
Zırrrr... zırrrr...
Alooo Elif, ben Ayşe Özyılmazel (bu sorudan sayılmaz)
Nasılsın Ayşeciğim?
Ben iyiyim de sen nasılsın. Allah aşkına neler oluyor oralarda? Seni bu sularda görmeye alışkın değiliz de...
Valla ben de alışkın değilim. Tamamen saçmalık. Biz bu çocukla (Ali Sunal yani) televizyon programı yapacağız, film yapacağız, daha da bizi beraber görecekler. Benim bu yaştan sonra böyle haberlerle yazılmamam lazım. Kimseyle ahbaplık edemeyecek miyiz.
İyi de nereden çıkıyor bu haber?
Uzun süredir televizyona çıkmıyordum ya, şimdi programa başlayınca böyle şeylere maruz kalabiliyorum demek ki. Yıllardır çok rahattım, arkadaşlarımla istediğim gibi geziyordum kimse de yazmıyordu. Üstelik Ali'yi korur kollarken, akıl hocalığı yaparken başıma bunun gelmesi de çok komik.
Tamam, durum anlaşıldı. O zaman bir Twittercı olarak sana başka bir şey sorayım: Hani Twitter'dan çıkmıyorsun ya sence sen teşhirci misin?
Herkesin içinde teşhircilik ve röntgencilik vardır. Twitter'ın da gazetede köşe yazanın da röportaj verenin de durumu aynı değil midir? Hepimiz teşhirciyiz. Yani bize 'teşhirci' diyen Çağatay da teşhirci.