Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığına giden yolda "Yeni Siyaset"in yol haritası diyebileceğimiz vizyon belgesini İstanbul'da açıkladı.
İstanbul, Erdoğan'ın siyasete ilk adım attığı, genel siyasetin aktörü olduğu bir il. Bugün de yeni bir siyasi yolculuğa çıkarken bu ili seçmesi boşuna değil. Ankara devleti temsil ederken, İstanbul Türkiye'nin özeti olarak toplumu ve toplumsal dinamizmi temsil ediyor.
Haliç Kongre Merkezi'nde bu toplumun bir özeti vardı. Siyasetten iş dünyasına, kadınlardan gençlere, işçilerden spor dünyasına, dindarlardan Kürtlere, etnik ve dini azınlık temsilcilerine her kesimin özeti oradaydı.
Artık AK Parti'nin organizasyondaki başarısı klasik hale geldi. Bu açıdan söylenecek bir şey yok, AK Parti bu işi hakkıyla yapıyor. Bunun parasal olanaklarla ilişkisi var ama bundan çok daha önemlisi zihniyet...
Salona bakıyorum, genç yaşlı başörtülü başı açık, işçi akademisyen her kesim var. Benim ilgimi "Akil İnsanlar"a ayrılan bölüm çekiyor. Hepsi tam takım geldi mi bilmiyorum ama "Çözüm Süreci"nde önemli rol oynayan ve katılımcı demokrasiyi hayata geçiren Akillerin unutulmaması dikkat çekici...
Salonda sadece bir tane büyük afiş var; "Milli İrade Milli Güç Hedef 2023"
Salon tıklım tıklım dolduğunda Başbakan Erdoğan da yerini alıyor ve "vizyon" toplantısı başlıyor.
Kısa bir tanıtım filminden sonra "Yeni Türkiye Yolunda" ilk konuşmasını yapmak için Erdoğan kürsüyü çıkıyor.
Demokratik-müreffeh -öncü ülke Türkiye'nin gelecek yol haritasını anlatırken konuşmaya paralel dağıtılan metni de hızlıca okuyorum...
Sağlam bir siyasi bakışla, Türkiye'nin 91 yıllık geçmişi ele alınıyor, halkın değişim arzusunun statükocu devlet tarafından nasıl engellendiği satır başlarıyla anlatılıyor.
Dersim katliamından, cezaevine giren yazarlara, darbelerden devleti kuşatan çetelere, ifade özgürlüğü kısıtlamasından etnik kıyıma, dindarların baskı görmesinden mezhep ayrımcılığına kadar eski devletin kirli defteri bir bir teşhir ediliyor. Tarihi eleştirirken geleceğin nasıl inşa edileceğinin ipuçlarını veriyor.
Ardından AK Parti'nin 12 yıllık iktidarında eski devletle nasıl mücadele edildiği, askeri ve paralel darbe girişimlerine, farklı müdahalelerle önlerinin kesilmesine karşı nasıl durulduğu anlatılıyor.
Başbakan Erdoğan, 12 yıllık iktidarları döneminde çok sayıda demokratik adım atıldığını ama Yeni Türkiye'nin henüz tam gerçekleşmediğini, 100 yıllık Kürt meselesinin çözüm süreciyle bu yolun açıldığını söylüyor...
Ve sözü yeni vizon belgesine getiriyor. Bu bir demokrasi manifestosu ve "Yeni Türkiye"nin yol haritasıydı.
Demokratik yönetim başlığı altında yeni bir yönetim anlayışı, siyasi dönüşüm ve yeni bir anayasa, toplumsal bütünleşme açısından yeni bir din-devlet ilişkisi, yeni bir adalet ve yargı anlayışı öneriyor.
12 yıllık AK Parti iktidarı, eski devletin yarattığı sorunlarla yüzleşmiş, yol temizliği yapmış şimdi de bunu kurumsal bir hale getirme hedefinde... Yeni dönemde yeni anayasayla bunun ilk adımı atılacak.
Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanlığına giderken ne söylediğini bilen, Türkiye'nin ne yapması gerektiğini söyleyen, içinde "refah ve öncü ülke" misyonu olan bir vizyon öneriyor.
Bu açıkça cumhuriyetin demokrasiyle buluşmasının vizonu... Eski devlet gidiyor yeni bir devlet geliyor.
Bu bir anlamda son 50 yılda sağ veya sol siyasetle ilgilenen ve "radikal değişim" isteyen herkesin ortak ütopyası.
Bu yüzden 10 Ağustos sadece bir Cumhurbaşkanı seçimi değil, halkın söz sahibi olduğu yeni bir devletin seçimi.