Önceki gün CHP'yle Mustafa Sarıgül'ün ilişkisindeki "Fazla naz aşık usandırır" paradoksuna dikkat çekmiştim. Dün ise Sarıgül'ün otobüsünde İstanbul-Tekirdağ-Keşan hattındaki gösteriye daha doğrusu siyasi şova tanık oldum..
Hakkını vermek gerekiyor bu tür siyasi organizasyonda Sarıgül çok başarılı... Sadece şunu söylemeliyim; Sarıgül'ün de bulunduğu otobüsün önünde bir basın otobüsü var. Üzerinde çok sayıda kamera ve gazeteci çıkıştan itibaren ana otobüsü izliyor.
Saat 10.30 gibi İstanbul Şişli Belediyesi önünden hareket ediyoruz.
Aslında eder gibi yapıyoruz çünkü yüzlerce araba, otobüs ve yol kenarına dizilmiş ellerinde "Çare Sarıgül" bayraklı insanlar nedeniyle E-5'e yarım saatte zor çıkıyoruz.
Otobüsün içi de kalabalık. Sarıgül'ün kurmay heyeti orada... Hasan Aydın, Sefa Sirmen, Erhan İşözen, Sabri Erbakan, Osman Uslu, Elif Uluğ onlardan birkaçı...
E-5'e çıktık ama geçtiğimiz her ilçede karşılamalar oldu. Kimi ellerinde "Çare Sarıgül" bayraklarıyla, kimi üst geçitlere yazılan kocaman afişler yollara dizilmişlerdi.
Aralarında az da olsa türbanlıların da olduğu kalabalıklar ise giyimlerine özen gösteren insanlardan oluşuyordu.
Arada bir CHP bayraklı katılımcılar da dikkat çekiyordu. Coşku ve heyecan yüksekti ama yine de bu durum bana kurgulanmış bir siyasi organizasyon görüntüsü verdi.
İstanbul Küçükçekmece'de kalabalık biraz daha fazlaydı ve siyasi talepleri de bir hayli yüksekti.
İşte bir TDH afişinin manidar talebi:
"Dertlilerin Dermanı Gönüllerin Sultanı 2015'in Başbakanı..."
Bu yolculuğa biraz da Sarıgül'ün İstanbul CHP adaylığı konusunda ne düşündüğünü öğrenmek için katıldım.
Ama ne mümkün... Sarıgül yol boyu herkesi kucaklamaktan, uzlaşmadan ve demokratik buluşmadan söz edip bu doğrultuda mesajlar verdi.
İstanbul'a ilişkin ise sadece şunları söyledi:
"Biz yarı finale hazırlanıyoruz... Halkımız bizi nerede görmek istiyorsa orada olacağız..."
Halbuki otobüste yan yana oturduğumuz Hasan Aydın şöyle diyordu:
"Ben daha önceden söyledim, İstanbul işi bitti."
Sarıgül "İstanbul yarı final", Aydın ise "iş bitti" diyor ama hala şu sorun ortadan kalkmış değil.
CHP üyeliği için Sarıgül mü başvuracak yoksa CHP mi kapıyı aralayacak?
Sarıgül şöyle diyor:
"Bizim beklentimiz açık, CHP, Tüzüğünün 38'inci maddesinin gereğini yapmalı. İhraç edilen insanların ihraç kararı kaldırılmalı..."
Bu açıklama, aylardır tartışılan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sık sık "Gelsin başvursun, hatta 3 bin değil 10 bin kişiyle gelsin" sözüne de bir cevap niteliğinde...
Sarıgül ve arkadaşları başvurmaktan değil, CHP'nin özür dilemesinden veya bir af kararından söz ediyor.
Bu olmadığı sürece de başvuru yapmayacağı anlaşılıyor.
Belki de Sarıgül'ün son Türkiye çıkarmasının sırrı da burada saklı... CHP'nin bu kapıyı açacağı beklense de, "iş bitti" denilse de hala bir risk var; Ya açmazsa? Yürüttüğü stratejiyle CHP üzerinde adaylık baskısı kurduğu gibi kitlesini de harekete geçiriyor.
Hasan Aydın bu nedenle şöyle diyor:
"Sarıgül, partisiyle toplumda karşılığı olan bir güçtür."
Tüm bu sözlere şunu da eklemek gerekiyor: "Hele bir İstanbul'u alalım finali kim oynar bakarız."
Bir yanda içi kaynayan ama potansiyeli olan bir CHP, öte yanda toplumu hareketlendiren Sarıgül ve TDH'sı, bu sentezden ne çıkar doğrusu kestirmek zor.