Başbakan Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir araya gelmesi iç siyasette ciddi bahar havası estirdi.
Ancak bu kadar hızlı olması da herkesi şaşırttı. Acaba ne oldu? Ya da perde arkasında ne oldu ki bu iki "düşman" parti bir araya geldi? Sorunun cevabı görüşmenin de bilinen nedeni olan Kürt sorunu...
Peki, Kürt meselesinde ne oluyor ki Türkiye'nin iki ana akımı bir araya geliyor?
Çok şey söylenebilir ama herhalde en önemlisi Kürt meselesinde sona yaklaşılmasıdır. Ortadoğu'daki gelişmeler nedeniyle bölge yeniden dizayn ediliyor. Ve Kürtler siyaset sahnesinde daha görünür hale geliyor. Suriye'de ABD seçimlerine kadar bir şey olmaz denilse de PKK eksenli ilginç gelişmeler soru işareti yaratıyor.
Türkiye yanı başındaki bu gelişmeleri sadece dikkatle izlemiyor, ne yapacağını da hesaplıyor. Olası sürprizlere hazırlanıyor ve hazırlanmak zorunda.
Bu aslında bir devlet politikası... Böyle olduğu için bugüne kadar oyunun dışında kalan CHP hızla oyunun içine alınıyor.
Tabii bunda Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP'nin toplumla buluşma ihtiyacının da etkisi var.
Çünkü Kılıçdaroğlu ve Sezgin Tanrıkulu'nun iyi niyetle sorunun çözülmesini istemesi bugüne kadar yeterli olmadı. Şimdi bu ikilinin arasına Faruk Loğoğlu fotoğrafının girmesi devlet aklının devrede olduğunu gösteriyor.
Durum AK Parti açısından da farklı değil. AK Parti de Kürt meselesinde kritik bir süreçten geçiyor ve sıkıntılı.
Devlet aklı tam da bu noktada devreye girerek Kürt meselesinde yeni bir dönemin kapısını aralıyor.
Bu yeni durumun bir ayağını da Irak Kürdistanı bölgesel yönetimi yani Mesud Barzani oluşturuyor. Son dönemlerdeki trafiği hatırlayın. Bu ay yapılması düşünülen Kürt örgütleri toplantısı gerçekleşmedi ama bu önümüzdeki süreçte olmayacağı anlamına gelmez. O toplantının tek amacı ise PKK'nın silahlı mücadeleyi sonlandırması...
Başbakan Erdoğan, önceki gece ahaber-atv ortak yayınında yaptığı açıklamada altı çizilmesi gereken şu tespitleri yaptı:
"Başta Mesud Barzani olmak üzere birtakım olumlu adımlar atıyor. Her ne kadar istediğimiz noktada değilse de belli adımlar atılıyor. Neçirvan Barzani ile görüşmelerimizde de olumlu adımları görüyoruz. Irak'ta şimdi ciddi bir sıkıntı var. Sayın Barzani Irak'ta çok ciddi bir duruş sergiledi. Orada yeni bir açılım ortaya çıkacak. Barzani olanlardan rahatsız... 'Biz silahı bırakmalarını kendilerinden isteyeceğiz. Türkiye'yle bizim aramızda sıkıntı olamaz diye bu adımları atacağız' dedi. Ülke terki gibi seçeneklerle orada birtakım adımlar atılabilir."
Bu kısa tespitin içinde Başbakan Erdoğan'ın Kürt örgütleri toplantısına vurgu yapması ve PKK için "ülke terki" seçeneğinden söz etmesi yeni dönemin ilk işaretleri...
Peki, MHP ve BDP ne yapacak?
MHP'nin hızla negatif pozisyon alması ve kendini işin dışında tutması siyasi bir risk... Bunu "siyasi kurnazlık" olarak niteleyenler de var.
MHP'nin bu pozisyonu süreci sekteye uğratabileceği gibi "kontrol" gücü olarak da değerlendirilmiş olabilir.
BDP ise şimdilik sürece sıcak bakıyor. BDP'nin tavrını, BDP'nin ABD gezisi, PKK'nın ne yapacağı ve Suriye'deki gelişmeler etkileyecek ama sürecin içinde olma ihtimali hayli yüksek.