Fransa'nın AB süreci ve Arap Baharı sonrası izlediği siyasetle ilişkilerin bu noktaya geleceği belliydi.
Ermeni soykırımının inkarını cezalandırma meselesi de bu sürecin bir parçası.
Buna karşı Türkiye'nin ne yapacağını da Başbakan Erdoğan açıkladı. Siyasi ve ekonomik yaptırımlar devreye sokulacak.
Anlaşılan belirsiz bir süre ilişkiler dondurucuya girecek... Bu yöntemlere alışığız. Belki bu sefer biraz daha kararlılıkla uygulanır ama sonucun değişeceğine ilişkin ipuçları yok.
İsmet Berkan'ın dediği gibi "Bugünün boykotçuları yarın öbür gün Paris'e gezmeye, Fransız Alpleri'ne kayak tatiline gitmeyecek, Fransız malı tüketmeyecek mi?"
Siyaseten bu yolun bir çıkış olmayacağı biliniyor ama yine de sormadan edemiyorum;
"Bugünden sonra iş dünyası (Fransız veya Türk) nasıl bir rota izleyecek?" TÜSİAD. TOBB ve odalar eksenli yerlilerin ne yapacağını az çok tahmin ediyoruz ama Türkiye'deki Fransız işadamlarının ne yapacağını doğrusu merak ediyorum...
Bugün Türkiye'de yaklaşık 2 bin civarında Fransız şirketi var.
Bırakın büyük sanayi ve enerji firmalarını sadece yemek kartı piyasasının yüzde 90'ı Fransız firmalarının elinde.
Yaklaşık 1,5 milyar dolarlık bir piyasa bu... En son esnafın bankası sayılan Halk Bankası'nın 14 bin kişilik yemek kartı işini vermeyi düşündüğü Fransız Multinet firması acaba Fransa'da bir lobi çalışması yaptı mı?
Sodexho, Ticket ve Multinet gibi piyasanın güçlü Fransız firmaları Fransa'da etkili bir lobi yapsalar sonuç aynı mı olurdu?
Daha önce soykırım yasası kabul edildiğinde de başta iş dünyası olmak üzere herkes ayağa kalkmış ama bir süre sonra unutulmuştu. Madem ayağa kalkıyorsunuz o zaman elinizdeki bütün olanakları doğru biçimde devreye sokmadan yerinize oturmayın...