DEVLET Bakanı Egemen Bağış'la Washington gezimizin ilk durağı Türkiye Büyükelçilik rezidansıydı.
Büyükelçi Namık Tan ve eşinin verdiği şık ve nefis akşam yemeğinde sadece ABD-Türkiye ilişkilerini değil, Dışişleri Bakanlığı'nın sorunlarından, o bakanlığın genetiğine işlemiş monşerliğin hâlâ sürüp sürmediğine kadar bir dizi konuyu konuştuk.
Fakat Büyükelçi Tan'ın büyükelçilik rezidansı hakkında verdiği bilgiler gerçekten ilgi çekiciydi.
Türk rezidansı şehrin en gözde yerinde ve kentin ilk on tarihi yapısından biri. Ama o binayı asıl ilginç yapan yapılış ve sonraki öyküsü... Binanın yapımına, meşrubat şişelerinin kıvrımlı kapağını yaparak milyoner olan işadamı Edvard Hamlin Everett tarafından 1910'da başlanmış 1915'te bitirilmiş...
Osmanlı motiflerinin de kullanıldığı bina, 1920'li yıllarda New York Metropolitan Opera Sanatçılarının sahne aldığı müzik geceleriyle ünlenmiş...
İşte bu bina, şu anda Türkiye'nin rezidansı... Peki, bu nasıl oldu?
Gerçekten ilginç ve bir o kadar da güzel bir hikâyesi var bu el değiştirmenin... Osmanlı'yla ilişkileri iyi olan işadamı Everett, ölmeden önce çocuklarına bir şart koşar; "Eğer bir gün bu binayı satarsanız, önce Türklere haber verin, onlar almazsa başkasına satın."
Ve tarih 1932... Bina Türkiye tarafından önce kiralanıyor, 1936'da da Atatürk'ün isteğiyle içindeki eşyasıyla birlikte satın alınıyor. 1934-1944 arasında büyükelçilik yapan Mehmet Münir Ertegün'ün büyük oğlu Ahmet Ertegün'ün caz ve blues tutkusu nedeniyle hem siyahların, hem de bu müziklerin mekân haline gelir.
Irkçılığın en yoğun yaşandığı o yıllarda kapısını siyahlara açan Türk Büyükelçiliği, beyazların da ciddi tepkisini çeker.
2004'te yeniden restore edilen bina, büyükelçilik ikametgâhı olarak kullanılıyor ama sadece o kadar değil.
Büyükelçi Namık Tan, binanın tarihiyle bugünü buluşturan hoş etkinliklere de imza atıyor. Bu tarihi bina, yılın belli günlerinde caz konserlerine de ev sahipliği yapıyor. Dünyanın başkentinde Türkiye'nin böyle görkemli bir binayla temsil edilmesi insanın içini rahatlatıyor. Vizyon sahibi olmak böyle bir şey...