Birkaç gün önce uzun süredir görmek istediğim Body Worlds sergisini izledim. Sergi, Alman bilim adamı Gunther von Hagens'ın özel bir teknikle insan kadavralarının dondurulmasıyla hazırlanmış. Bebeğin ana rahmine düşüşünden beynin kesitine, kaslar ve kemiklerin uyumundan sinir sistemine ve vücudumuzu saran binlerce kilometrelik kılcal damarları hayranlıkla izlerken nefesiniz kesiliyor.
Dünyayı gezen serginin Türkiye organizasyonunu yapan Fırat Kasapoğlu, bu muhteşem yapıyı tek kelimeyle özetliyor: "Mucize".
Tabii bu muhteşem sisteme zarar veren hastalıkları da görmek mümkün... Kanserin göğüste nasıl bir tahribat, alzheimer hastalığının beyinde nasıl bir büyüme yarattığını ve sigara içenle içmeyenin akciğerindeki farkı görüp vücudumuzu korumanın önemini bir kez daha anlıyorsunuz. Bu tabloyu görünce siyasette ve ideolojilerdeki "hastalıklı" yaklaşımları düşündüm.
Hastalıklı ideolojilerin insanlık tarihinde nasıl bir tahribat yarattığını en somut biçimde geçen yüzyılı kana bulayan faşizm örneğinde gördük. Milyonlarca insan yaşamını yitirdi. Küresel çağda bile hâlâ insanoğlu diktatörlüklerle baş etmeye çalışıyor. Doğrusu insan vücudunu saran hastalıklarla, insan yaşamını yok eden hastalıklı ideolojiler arasında pek fark yok. İkisi de insan denen mucizeyi yok ediyor. Serginin çıkışında bir de ilginç tablo var; dünya üzerinde yüz yaşını geçen 450 bin insanın varlığından bahsediyor.
Peki, ortak noktaları ne? Ömür boyu öğrenme ve dünyaya katılma...
İstanbul Karaköy'deki Body Worlds sergisi 27 Mart'a kadar açık.