Londra dünyanın önemli merkezlerinden biri. Her renkten her dil ve dinden insan var. Gerçek anlamda tam bir dünya kenti...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'le birlikte geçirdiğimiz Londra gezisi, gerçekten hem Türkiye'ye nasıl bakıldığını hem de dünyanın nereye gittiğini görmek açısından ilginç ufuklar açtı. En önemlisi de hiç kuşkusuz Türkiye'nin dünyadaki yeriyle ilgiliydi. Sadece Doğu ülkelerinden değil, bu kez Batı'nın merkezi Londra'dan bakarken de, içinde yaşadığımız Türkiye'nin nasıl bir değişim ve dönüşüm içinde olduğunu görmek, algılamak önemliydi. Bunu hem İngiliz aydınlar ve siyasetçileri söylüyor, hem de Londra'da yaşayan Türkiyelilerin ruh hali gösteriyordu.
Özellikle Londra'da yaşayan 250 bini aşkın Türkiyeli, bu değişimi iliklerinde hissediyordu.
Söz İngiltere'de yaşayan Türkiyelilere gelmişken birkaç notu iletmek gerekiyor. İngiltere'de Kıbrıslı Türklerle birlikte 400 bin civarında Türk yaşıyor. İş dünyasından, yerel siyasete birçok alanda dikkat çekmeye başlamışlar. İlk ve ortaöğretimde ise 30 bin öğrencinin okuması şaşırtıcıydı. Devlet bunların Türkçe eğitimi ve kültürüyle ilgili 24 öğretmen görevlendirmiş. Üniversitelerde eğitim alan Türkiyelilerin sayısı ise 2 bin civarında. O üniversitelerden biri de Oxford. Hani İbrahim Tatlıses'in "Urfa'da Oxford vardı da biz mi okumadık?" dediği o üniversite şehrini gezdiğimizde herkesin; "Ah şöyle bir okulda okuyamadık" hayıflanmasını fark ettim.
Ama artık yeni nesil okuyor. Şimdi Oxford'da okuyan çok sayıda Türkiyeli var. Katıldığımız konferans sırasında aramıza oturan genç öğrenciye ne okuduğunu sordum: "Motor Sporları Mühendisliği"...
Şaşırmadım desem yalan olur. Türkiye'de böyle bir okul olmadığı gibi pek okuyan da yok, çünkü sözünü ettiğim genç, önümüzdeki yıl mezun olursa Oxford'daki Motor Sporları Mühendisliği'nden mezun olacak ilk Türk unvanını kazanacak.
Yeni Türkiye, yeni dünyaya, yeni nesillerle hazırlanıyor.