Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Baykalcılar CHP'den ayrılır mı?

CHP'de derin bir değişim sancısı yaşanıyor. Çünkü CHP, değişiyor ve daha da değişecek… Son birkaç gündür Abant toplantıları ekseninde ortaya çıkanlar, içerideki değişim sancısının yarattığı "sıkışma"yı işaret ediyor.
Her an patlamaya hazır bir sıkışma bu…
Kemal Kılıçdaroğlu ve yakın çevresi CHP'yi buradan büyüterek çıkarmanın hesabı içinde…
Karşılarında ise ilk adımda, Baykal ve çevresi var. Aslında Baykal ve çevresi "yenilmişliği" temsil ediyor ve şansları hiç yok…
Ancak CHP'nin değişmesini zorlaştıran asıl güç onlar değil, "laik ve kentli" kesim. Baykal ve çevresi de bu kesim üzerinden hareket ederek Kılıçdaroğlu'nu sıkıştırma hesapları yapıyor:
Bir Baykalcı şöyle diyor:
"Bu gidiş uzun sürmez… Yüzde 10-15'lik bir laik toplam kesimi var. Kılıçdaroğlu ve arkadaşları yeni anayasa, türban ve genel af diyerek o kesimi tereddüde düşürdü. Baykal bu fırsatı değerlendirecek."
Bir anlamda CHP'den 70'lerde ayrılan Turan Feyzioğlu'nun Güven Partisi işlevini Baykal'ın yerine getireceği öngörülüyor.
Hasan Bülent Kahraman Hoca bu ayrılığın CHP'yi daha da güçlendireceğini söylerken haklı… Çünkü statükoyu koruyan, yenilmişliği temsil eden bir siyasi yapının Türkiye'de karşılığı yok.
Yeni CHP, laik ve kentli kesimi değişim ve demokrasiyle buluştururken, CHP'yi de toplumun ötekileri denilen dindar, Kürt, azınlıklar ve kent çevresiyle buluşturmaya çalışıyor…
Henüz bu sentezi yapacak yol haritası belli değil ama ipuçları var. CHP Parti Meclisi üyesi Enver Aysever'in geçen hafta Akşam gazetesine söyledikleri gerçekten çarpıcıydı.
"CHP'nin artık 10'uncu yıl marşıyla alacağı yol yoktur" diyen Aysever, Kılıçdaroğlu'ndan beklentilerini şöyle anlatıyordu:
"Kılıçdaroğlu'ndan beklediğimiz cumhuriyetçi partiden sosyal demokrat partiye dönüşmüş CHP'yi Batı tipi özgürlük talep eden bir sosyal demokrat parti yapması. Yani sadece sınıfsal değil, bireyin de ön planda olduğu dil, din, inanç özgürlüklerini de savunan, anayasal dengeye bağlayan, yerel yönetimleri güçlendiren, örgütlü toplumu talep eden bir CHP..."
Bu net tarif CHP'nin, yeni yol haritasının ne yönde olacağını gösteriyor. Yıllardır belli bir alana hapsedilen CHP'nin birdenbire değişmesi elbette mümkün görünmüyor. Dahası Baykal ve çevresi hâlâ partide ve değişimin karşısında duruyor. Aysever'e yönelik ilk sert tepkiyi de o çevre verdi. Burada merak edilen Baykal ve çevresinden çok, parti içinde ipleri elinde tutan Önder Sav'ın ne tepki vereceğiydi.
Başlangıçta sessiz kalan Sav, sonra şöyle diyordu:
"Bazıları haddini aşan konuşmalar yapıyor. Partinin çizgisinde değişiklik yok. Kemalist çizgimizden, ideolojimizden sapmamız, vazgeçmemiz söz konusu olamaz.
Kimse altı oktan bir ikisini kıramaz, buna izin vermeyiz"
Sav bu çıkışıyla denge adamı olduğunu gösteriyor. Aslında Sav kamuoyundaki algısının aksine CHP'nin değişmesini isteyen ve siyaseti iyi bilen isimlerden biri. Farkı bunu sessiz sedasız yapmak istemesi…
CHP'nin hızlı bir değişimin eşiğinde olduğu kesin… Kemal Kılıçdaroğlu, yeni politika geliştirmek için çaba harcıyor. Bazen bir adım ileri iki adım geri atsa da bu çabalar önemli. Hele CHP gibi "devletçi" bir gelenekten gelen ve neredeyse son 20 yılını "laik-ulusalcı" diye nitelenen dar bir siyasi alana hapseden bir partiye dönüştürmek hiç kolay değil.
Peki, Baykal ve arkadaşları bunu daha da zorlaştırabilirler mi?
Bu ihtimal var. Çünkü Baykal ve arkadaşları da biliyor ki önümüzdeki seçimlerde hiçbiri olmayacak.
İşte bu kaygı onları her an harekete geçirebilir. Ama bilmedikleri şu olabilir, halk "mağlup siyasetçilere" sıcak bakmaz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA