Berlin'den Türkiye'ye bakınca Türkiye'nin elinin nasıl güçlendiğini hissetmemek mümkün değil. Atılan her adım Batı yakasının ezberini bozuyor.
Bunda, 12 Eylül referandumunda yüzde 58 "evet" çıkmasının büyük katkısı var. Bu Batılı siyasi aktörlerin siyaset dilini de değiştirdi.
İki gündür Berlin'deyiz. Değişimi, Devlet Bakanı Egemen Bağış'ın görüştüğü her politik aktör ve sivil toplum örgütünün tavrında gördük.
Alın eski Almanya Şansölyesi Gerard Schröder'i... Schröder kamuoyunu etkilemede önemli bir isim. Yaklaşımları Almanya sınırlarını aşan öneme sahip. Bakan Egemen Bağış'la buluşmasında kendisiyle aynı "sosyal demokrat" çizgide olduğunu söyleyen CHP'nin 12 Eylül referandumunda aldığı "hayır" tavrını eleştirerek değişim iradesine vurgu yaptı: "Sosyal demokrat geçinen dostlarımızın demokratikleşme sürecini neden desteklemediğini anlamakta zorlanıyorum."

***
Devlet Bakanı Egeme Bağış Almanya'daki algı değişimini en iyi izleyenlerden biri olan ünlü sinema yönetmeni Fatih Akın'la da Berlin Intercontinental Oteli'nde bir araya geldi. Buluşmanın nedeni ünlü yönetmene, Türkiye, Almanya ve AB ilişkilerine verdiği katkı nedeniyle bir plaket verip teşekkür etmekti.
O sıcak sohbete biz de katıldık. Sohbet sinema-Türkiye-Almanya eksenindeydi ama söz dönüp dolaşıp yine Türkiye'deki değişime geldi. 12 Eylül referandumunun önemli bir dönemeç olduğunu belirten Akın şöyle diyordu:
"Referandum burada siyasi havayı çok değiştirdi. Axel Springer grubundan bazı gazeteler hâlâ Türkiye'nin İranlaşacağını yazsa da diğerleri olumlu bakıyor. Ben de Sezen Aksu gibi olumlu görüyorum."
Berlin'de siyasi hava olumluydu ama hâlâ Almanya'daki "bir kısım" medya negatif rüzgârlar estiriyor.
Bunu da ne yazık ki Türkiye bağlantılı Axel Springer grubu yapıyor. İlginç değil mi?