Referandum süreci toplumda var olan siyasal kutuplaşmayı daha da sertleştirdi. Bu sertleşmeye katkı veren tartışmalardan biri de referandumda "hayır" diyenlerin "darbeci" olarak suçlanması.
Bu soru önceki gün Başbakan Erdoğan'a da bir TV programında soruldu.
Başbakan Erdoğan şöyle cevap veriyordu:
"Bu darbeci zihniyeti desteklediklerini savunuyorum. Normal zamanda ne söyleniyordu 'Biz darbe zihniyetine karşıyız, dolayısıyla bu darbe anayasasının değişmesi gerekir' diyorlardı. Bunu söyleyenler nasıl oluyor da kalkıp darbe zihniyetinin ortaya koyduğu bir anayasayı destekliyorlar?"
Bu tartışma TV programlarında da gazete ve internette de sürüyor. Geçmişten bu yana Türkiye solunun önemli bir kesiminin darbelerle ve toplumsal kesimlerle ilişkisi hep tartışıldı. Sanıyorum sol olduğunu söyleyen birçok parti ve sivil toplum örgütünün bu referandumda militan bir tavırla hayır demeleri bu tartışmayı daha da yükseltecek.
Bu açıdan son yapılan bir kamuoyu araştırması önemli ve çarpıcı bilgiler ortaya koyuyor. İlk bilgi 12 Eylül askeri darbesiyle ilgili.
Araştırmacı Adil Gür'e Taraf gazetesinde Neşe Düzel soruyor:
Hangi partilerin seçmeni, "darbe doğruydu" diyor?
Gür'ün cevabı çok net:
"Ağırlıklı olarak CHP'liler ve MHP'liler 'doğruydu' diyor. AK Partililer ise darbeyi yanlış buluyor."
Bu gerçeği bir siyasetçi söylediğinde neden kıyamet kopuyor doğrusu anlaşılır gibi değil. Özellikle CHP'li "sol"cuların bu tespite ne diyeceklerini merak ediyorum.
Araştırmacı Adil Gür, solun Türkiye toplumuyla ilişkisinde de çarpık bir durum olduğunu ortaya koyuyor. Gür bir anlamda bilinen gerçeği rakamlarla anlatıyor.
"Size şunu söyleyeyim... Bu referandumda daha muhafazakâr olan insanlar, fakirler, garibanlar ve düşük eğitimliler çok yüksek oranda 'evet' diyecekler. Yüksek gelirliler, eğitimliler ise yüksek oranda "hayır" diyecek. Çünkü 'evet' ve 'hayır' oyları sosyoekonomik yapıyla yakından ilgili... Biz altı araştırmada da bunu gördük."
Referandum sonrası Türkiye'nin sosyal demokrat bir partiye ihtiyacı çok daha öne çıkacak.