Ankara, geçen haftaya göre daha sakin... Darbe girişimleriyle ilgili iki önemli gelişme ve arkasından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül öncülüğünde gerçekleşen "Üçlü Zirve" Ankara'yı da toplumu da biraz olsun rahatlattı.
Gerçi hâlâ sular durulmuş değil. Bir yanda Islak İmza'nın arkasında kim vardı sorusunun cevabı aranıyor, bir yanda da Sarıkamış'taki kış tatbikatını yönetecek olan 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk'in durumu tartışmalı.
Ayrıca darbe girişimleri eksenli siyasi gerilim geride kalsa da Üçlü Zirve'ye ilişkin tartışma sürüyor. Çünkü o zirvenin ortaya koyduğu fotoğraf siyasi çevrelerce eleştiriliyor. Denilen şu: O fotoğrafta Genelkurmay başkanı Orgeneral İlker Başbuğ yerine Ana Muhalefet lideri Deniz Baykal olmalıydı.
CHP'nin seçim sürecine nasıl hazırlandığını konuşmak için gittiğim CHP Genel Merkezi'nde de bu sorunun cevabı aranıyor.
Ben de üçlü zirvedeki görüntüyü CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek'e soruyorum.
Özyürek hiç tereddüt etmeden cevap veriyor:
"Eleştiriler doğru, çünkü genelkurmay başkanı başbakana bağlı bir bürokrat. Zirve lafı da garip... Merkez Bankası başkanıyla biri konuşuyor ona da zirve deniyor. Zirvede başka unsurlar olması gerekiyor."
Özyürek bunun nedenini cumhurbaşkanlığı seçimine bağlıyor ve şöyle diyor:
"Böyle gerilimli ortamlarda Cumhurbaşkanı'na önemli görev düşüyor. Ama seçilişinde zorlama olduğu, uygulamalarında da AKP çizgisinden hiç ayrılmadığı için bir hakem rolü oynayamıyor."
Araya girip; "İyi ama CHP, Cumhurbaşkanı'ndan gelecek önerilere sıcak bakmıyor, toplantıları da genelde protesto ediyor" diyorum.
Özyürek neyi protesto ettiklerini şöyle açıklıyor:
"Biz kokteyl gibi gösterişli şeyleri boykot ediyoruz. Devlet sorunları görüşülecekse böyle bir davet olursa katılacağımızı söylüyoruz nitekim daha önce de katıldık."
Son üçlü zirveye davet gelseydi katılır mıydınız?
"Cumhurbaşkanı devletle ilgili, güvenlikle ilgili bir çağrı yapsaydı tabii ki katılırdık."
Bu konuşmanın üzerinden çok geçmeden telefon çalıyor. Özyürek telefonda biraz konuştuktan sonra bana dönüp şunları söylüyor:
"Bakın şimdi telefonla öğrendim. Deniz Bey saat 17.00'de Köşk'e çıkıyor. Davet gelirse ve ülkenin temel sorunlarıyla ilgiliyse biz katılırız."