Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Kılıçdaroğlu'ndan 'Dersim katliamı'na alkış

CHP'nin son dönemlerde nerelere savrulduğunun en çarpıcı örneği "Demokratik açılım"ın tartışıldığı 10 Kasım günkü Meclis Genel Kurulu'nda yaşandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen şöyle diyordu:
"Kurtuluş Savaşı'nda Dersim İsyanı'nda 'analar ağlamasın" denildi mi?"
Ne yazık ki tıpkı bugünkü takipçileri gibi o gün de kimse "Analar Ağlamasın" demedi. Öymen kendi zihniyetinin geçmişte ne yaptığını iyi bildiği için doğru söylüyor. Uçaklarla bombalanıp, mitralyözlerle kurşunların yağdırıldığı için o günlerde Dersim'li "anaların ağlamasına" bile izin verilmedi.
O tarihte yani 1937-38'de yaşananları yıllar sonra belki de ilk kez sanıyorum 1997 yılıydı Nokta dergisinde kapak yapmıştık.
Uzun uzun kapağa "Katliam mı isyan mı?" yazalım tartışması yaşanmış ve biraz da korkuyla "İsyan" demekte karar kılmıştık.
Bize göre önemli olan o günün koşullarında o olayı anlatmaktı.
Ben de muhabir olarak Dersim bölgesine gitmiş, o günleri yaşayanlarla konuşmuştum. İki yaşlı insanın, Menez Teyze ve Haydar Amcanın anlattıkları karşısında gerçekten dehşete düşmüştüm.
Onların yaşadıklarını hiçbir kitap yazmıyordu.
Orada bir katliam yapılmıştı.
İki yaşlı insanın, o dehşet günlerine ilişkin anlattıkları hâlâ hafızamda duruyor…
Tam 71 yıl sonra o zihniyetin devamı olan CHP'li Onur Öymen'in bu yaklaşımı doğrusu beni şaşırtmadı.
Beni asıl şaşırtan o topraklarda doğduğu halde o konuşmayı alkışlayan Kemal Kılıçdaroğlu'ydu.
Gözlerime inanamadım. En ön sırada oturan, Öymen'in o utanç verici sözlerini alkışlayan adam Kılıçdaroğlu'ndan başkası değildi.
İşin daha ilginç tarafı o gün "nöbetçi" CHP Grup başkan vekili de Kılıçdaroğlu'ydu…
Yani grup başkan vekili olarak o metni en azından teknik olarak önceden görmesi, okuması gerekiyordu. Anlaşılan o halkın içinden çıkıp, o halkın vekili olmuş Kılıçdaroğlu, bu sözleri bile isteyerek alkışlamıştı.
Bu da Kılıçdaroğlu'na çok uzak bir tavır değildi. Çünkü Kılıçdaroğlu Kürt meselesine de bir "uzaylı" gibi bakıyordu.
Bir televizyon programında Kürt sorununa ilişkin bir soruya verdiği cevabı hatırlıyorum;
"Bu ülkede Kürt kökenli vatandaşların bir sorunu varsa gelip söylesinler, ne gerekirse yaparız…"
Milyonların CHP'de değişim yaratacak umuduyla bağlandığı bir siyasetçinin, o ülkenin en önemli sorunu konusunda sanki uzaydan gelmiş gibi davranması inanılır gibi değil.
Onur Öymen'in utanç verici çıkışı, Kılıçdaroğlu'nun sessizliği sadece toplumda değil parti içinde de dalgalanmalara yol açtı.
İlk tepki de Meclis görüşmelerinden hemen sonra yapılan CHP MYK toplantısında eski Milletvekili Sırrı Özbek'ten geldi:
"Bu konuşma doğru değil, o halka haksızlık yapılıyor. İhsan Sabri Çağlayangil, Muhsin Batur bile orada neler yaşandığını açık açık anlatmışlardı. Bu gerçeği görmezlikten gelemeyiz."
Özbek'in bu konuşmasına Yılmaz Ateş ve Mehmet Ali Özpolat destek verirken Ali Balkız ve Mesut Değer'in sessiz kalmaları dikkat çekiciydi.
MYK'daki bu konuşmalardan sonra Onur Öymen'i Meclis salonunda alkışlayan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bile "Dersim örneği hoş olmadı" diyecekti.
Peki, buna rağmen CHP içindeki sosyal demokratlar, Kürtler ve Aleviler ne yapıyor?
Bu insanlık dışı yaklaşımlara, çözüm üretmeyen siyasete karşı sessiz mi kalacaklar?
CHP'de değişimi ve yenileşmeyi savunanların çıkışı, sadece CHP'ye yararı olmayacak ülkenin değişimine de katkı sunacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA