Son açılım ve tartışmalarla Türkiye, elini kolunu bağlayan prangalarından kurtulmaya çalışıyor. Buradan bir biçimde çıkacak. Nasıl çıkacağının işareti de kendi insanının değişim özleminde ve dünyadaki başarısında saklı.
Önceki gün sinema ve turizm sektöründen iki genç girişimciyle, Emrah Yücel ve Halil Korkmaz'la birlikteydim. Yücel, daha çok Hollywood'un ünlü filmlerinin "afişçisi" olarak biliniyor. 15 yıl önce gittiği ABD'de interneti ilk keşfedenlerden biri olarak kısa sürede Hollywood'da inanılmaz bir başarı yakaladı. Ünlü filmlere afiş yaptı, ünlü oyunculara da web sitesi hazırladı. Bu başarısı ona birçok ödül kazandırdı. Ama o bunlarla yetinmedi. Şimdi sinema ve turizm alanında ve Türkiye'nin bir marka olarak tanıtılmasında önemli işlere imza atıyor.
İki genç girişimciyle uzun uzun konuştum. İnanılmaz güzel şeyler anlattılar. Türkiye kendi içinde darbeler ve belgelerle boğuşurken, dışarıdaki o güzel şeyleri ne yazık ki göremiyoruz... Emrah Yücel anlatıyor:
"BM Dünya Turizm örgütü dünyanın önemli bir kurumu. Her yıl düzenledikleri bir yarışma var. Bu yarışmada, dünyadaki tüm ülkelerin turizm kampanyaları yarışıyor. Ve her kıtaya bir birincilik veriliyor. Bu yıl Avrupa'nın birincisi Türkiye oldu."
Türkiye'deki medyada bu haber çok küçük yer aldı. Yücel, bunu biraz sitem ederek şöyle değerlendiriyor:
"Hep afiş ödülü aldık diye yazıldı. Ne yazık ki benim adım olunca böyle algılanıyor. Oysa bu Türkiye'nin markalaşması üzerine bir prezantasyon çalışmasıydı."
Bu noktada devreye Yücel'in Rusya ve İngiltere'deki ortağı Halil Korkmaz giriyor. Ödülün etkisi konusunda şunları söylüyor:
"Çalışma Emrah'a ait ama ödülü Türkiye aldı. Turizm Bakanlığı bu çalışmayı yarışmaya gönderdi. Bizim Rusya, Ukrayna gibi ülkelerde kullandığımız bir çalışma bu. Böylece Fransa ve İtalya'nın önüne geçtik. Bu açıdan çok anlamlı bir ödül..."
İki genç girişimci, Türkiye'nin turizmde önemli bir mesafe aldığını, Turizm Bakanlığı'nın son 20 yılda ciddi çaba harcadığını dile getiriyor ve bundan sonra yapılması gerekenin marka değerini artırmak olduğunu söylüyor. Bu açıdan Rusya ve Ukrayna deneyimine değinen Yücel şöyle diyor:
"Sadece kartpostal türü görsellerden oluşan bir kampanya etkili değil. Bunun içine insan figürünün konması çok önemli, Mesela Ukraynalılar için Türkiye inanılmaz bir balayı destinasyonu. Bunu işlemek lazım. Biz bu yönde çalıştık ve çok güzel geri dönüşler aldık. Amerika'da deniz, kum güneş nasıl Meksika'ysa, biz de Rusya'nın Meksika'sıyız."