Ergenekon Terör Örgütü'yle ilgili ikinci iddianamenin ekleri de avukatlara verildi. Bu eklerde de ilginç iddialar ve olaylar yer alıyor.
Bunlardan biri eski KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve oğlu Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş'la ilgili.
Dosyada yer alan bir belgede şu anda Ergenekon davasında yargılanan eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un Rauf Denktaş'a yazdığı 15 Şubat 2004 tarihli bir mektubu yer alıyor.
Eruygur, dönemin 4 kuvvet komutanı adına yazdığı mektupta şöyle diyor:
"Çok güvendiğimiz özel bir görevlimiz tarafından elde edilen bir istihbaratı EK'te takdim ediyorum. Güçlü, yüksek kişiliğinize güvenerek, bunun sizi üzebileceğini bilmemize rağmen, arz etmek ihtiyacı duyduk."
Eruygur böyle yazdıktan sonra dönemin dört kuvvet komutanının ismini yazıyor ve şöyle devam ediyor:
"Devlete ve millete ihanet edenlerin, onun çıkarlarını yeterince savunmayanların, tarihin lekeli karanlıklarına yuvarlanacaklarına inanarak, biz dört komutan, yüce kişiliğinize olan hayranlığımızı teyit eder, bağlılığımızı ve sonuna kadar sizin desteğinizde olacağımızı arz eder, sağlığınıza da dikkat etmeniz istirhamı ile en derin saygılarımızı sunarız..."
Peki, Ek'te sunulan bilgi notunda neler vardı?
O bilgi Serdar Denktaş'ın babası Rauf Denktaş'ı nasıl "pasifize etmeye" çalıştığını anlatıyordu.
Bilgi Notu yazısında aynen şöyle deniliyordu:
"KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş'ın Recep Tayyip Erdoğan'ın yakın danışmanlarından birine, 'M. Ali Talat'ın da onayladığı danışman değişikliği çalışmasını şimdilik durduralım. Damdan düşer gibi yapmayalım. Babamı pasifize etmeye çalışıyoruz. Adam iplikle bağlı, gidip geliyor. Görüşmeler 18 Şubat'ta bir başlasın. İlter (Türkmen) beyle oturup konuşalım ve babamı pasifize edelim. Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın müzakereler başlamadan mutlaka yüz yüze görüşmeleri gerekiyor. Çünkü Kıbrıs'a döndüğünde Rauf Denktaş tekrar raydan çıkabilir' dediği..."
Gerçekten çarpıcı değil mi?
Dönemin 4 kuvvet komutanı adına Şener Eruygur, KKTC Cumhurbaşkanı'na oğluyla ilgili inanılmaz şeyler iletiliyor.
Acaba verilen bilgi ne kadar doğruydu ve Eruygur bu bilgiyle Kıbrıs'ta ne yapmak istiyordu?