Türkiye, önceki akşam Star televizyonunda Uğur Dündar 'ın yönettiği "düello" ya kilitlendi.
Bu siyasi düello önemliydi çünkü sonuç, sadece Kemal Kılıçdaroğlu ve Melih Gökçek 'in siyasi geleceklerini değil,
Ankara ve İstanbul gibi iki önemli kentin yerel seçimlerini de etkileyecekti. Kılıçdaroğlu toplumun sempatisini kazansa Gökçek'in Ankara'daki bıçak sırtı pozisyonu değişecek, ayrıca Kılıçdaroğlu'nun İstanbul adaylığı zorunlu hale gelecek...
Tam tersi Gökçek başarılı olsa CHP'nin profilini yükselten, yolsuzlukla mücadele simgesi bir siyasi aktör yok olacak.
Yani o stüdyoda sadece "doğalgaz sayaçları" ile ilgili rakamlar değil, bir siyasi anlayış ve yaklaşım izlenecek ve sorgulanacaktı.
Öyle de oldu.
İnsanlar daha izlerken bile ortaya atılan rakamlardan çok üsluba, tavra ve yaklaşıma dikkat etti ve onlar üzerinden bu düelloyu değerlendirdi.
Yani sonucu içerikten çok, biçim belirledi.
Biçim de inanılmaz kötüydü.
Melih Gökçek küfürbaz, saldırgan ve öfkeliydi.
Kılıçdaroğlu ise inanılmaz soğukkanlı, sakin ve beyefendi bir tavrı sergiliyordu.
Tartışmayı ağırlıkla İstanbul Küçükçekmece'de Koca Reis adlı bir balık restoranında izledim.
Hem bulunduğum masadan hem de çevreden aldığım tepkiler daha tartışmanın ortalarında aynı doğrultudaydı:
"Melih'in işi bitti..."
İlk bakışta sert ve acımasız bir tespit gibi gelebilir ama sokaktaki insanın pek yanıldığı da görülmemiştir.
Tartışma sürerken Türkiye'nin birçok yerinden telefonlar da aldım.
Sonuç aynıydı.
Elazığ'dan arayan bir öğretim üyesi şöyle diyordu:
"Her programda bağırarak, çağırarak kendisini haklı göstermeye çalışan Melih Gökçek bu sefer baltayı taşa vurdu ve kendini bitirdi."
Bir AK Partili ise şu yorumu yapıyordu:
"Büyük olasılıkla Başbakanımız bu tartışmayı bekliyordu. Şimdi Ankara için daha rahat karar verecek."
Benzer şeyleri inter aktif bir okuyucu profiline sahip, internet medyasında da görmek mümkün. Tartışmadan sonra hurhaber.com ve internethaber.com adeta mail yağmuruna tutuldu.
Aralarında Gökçek'i de haklı bulanlar vardı ama ezici çoğunluğun kararını şu maille özetleyebiliriz:
"Melih Bey'e goodbye diyerek iyi akşamlar dileriz..."
Yerel seçim sürecinde yapılan bu düellonun çok yönlü bir etki yaratacağı bekleniyordu ama tıpkı düello geleneğine uygun biçimde taraflardan birinin "yok" olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı açıkça beklenmiyordu.
Toplumun düelloyu böyle algılaması genel siyaseti nasıl etkiler bilinmez ama en azından Ankara özelini çok etkileyecek gibi görünüyor.