Seçimden seçime hatırlananlar arasında kadınlar da var. Ama onlar da diğer mağdurlar gibi hatırlansalar da sonuç değişmiyor.
Aylardır yerel seçime giden Türkiye'nin siyaset kulislerini yakından izliyorum.
Olası aday adayları arasında, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere büyük kentlerde rahmetli Duygu Asena 'nın dediği gibi "Kadının adı yok."
Ortada erkekler üzerine kurulu "doğal" bir siyasi zemin ve "rant" üzerine kurulu bir yerel yönetim anlayışı var.
Erkekler hem siyasi iktidarı, hem de rantı kadınlara vermek istemiyor.
Daha önce de vermediler. 2004 yerel seçimlerinde 3225 belediye başkanı seçildi. İnanılmaz ama gerçek, bunların sadece 18'i kadındı. Bunun 9'u DTP'li, 5'i CHP'li, 2'si AK Partili, 1'i SHP'li, 1'i de DP'li.
Aynı çarpık tablo il, ilçe ve belde düzeyinde de geçerli. 81 ilden sadece DTP'li Tunceli Belediye Başkanı Songül Abdil Erol kadınları temsil ediyor.
Belediye ve il meclislerinde de durum farklı değil.
Önümüzdeki yerel seçimlerde yaklaşık 2500 belediye başkanı seçilecek. İçinden geçtiğimiz sürece bakınca kadın sayısı artmayacak gibi görünüyor. Çünkü bu zeminde kimsenin aklına kadın gelmiyor. Daha doğrusu kadın aday sözü edilince erkeklerin yüz rengi değişiyor.
AK Parti'nin yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi bir televizyon programında şöyle diyordu:
"Kadınlara kota koymak doğru değil. Yeteri kadar kadın aday çıkacağına inanıyorum."
Aynı yaklaşımı diğer parti yetkilileri de paylaşıyor. DTP dışında diğer partilerin ciddi oranda kadın aday koyacaklarına dair hiçbir işaret yok. Büyük olasılıkla İstanbul gibi büyük kentlerde partiler kazanamayacakları ilçelere kadın aday koyacak.
Peki neden çok güçlü oldukları ilçelere, yani kazanacakları garanti yerlere kadın aday koymuyorlar?
Örneğin AK Parti İstanbul'da Pendik, Bağcılar, Bahçelievler ve Ümraniye'ye, CHP ise kaleleri diye nitelenen Kadıköy, Beşiktaş ve Bakırköy'e kadın aday koymuyor?
Koymadıkları gibi tam tersini yapıyorlar.
Mardin Kızıltepe Belediye Başkanı Cihan Sincar, Yeni Şafak gazetesine verdiği demeçte şöyle diyordu:
"Kadın vicdanına çok ihtiyaç var..."
Kentlerimizdeki hoyratlığa bakınca bu ihtiyaç daha da net ortaya çıkıyor.
Çıkıyor ama ne yazık ki bizde erkek egemen siyaset yerel seçimlere, "vicdan" üzerinden değil "cüzdan" üzerinden bakıyor.
Bu nedenle kadınların işi zor. Ama yine de bu dönem sayıyı artırma şansları var. Bunun yolu da partili kadınların partili erkekleri zorlamasından geçiyor.