Dini bayramlar veya geleneksel etkinlikler söz konusu olduğunda nedense hep o eski dönemler hatırlanır.
Ve hep aynı hayıflanma duyulur: "Nerde o eski günler..."
Aslında eskiyle yeniyi buluşturmak belki de en iyisi...
Önceki gün İstanbul Taksim Meydanı'ndaki Gezi Parkı'ndaydım. Ramazan ayının sonuna yaklaşırken dünle bugünü en iyi buluşturan ve fark yaratan bir etkinliğe tanık oldum.
Meydanın en güzel yerine kurulan eğlence sahnesi, çevresinde birbirinden ilginç şık mekanlar. Benim bu sene gördüğüm en etkileyici organizasyonlardan biriydi bu.
Beyoğlu Belediyesi geçen yıl ilkini düzenlediği Altın Eller Festivali'ni, 6 Eylül'de bitmesi gerekirken ramazan sonuna kadar uzatmış; ramazan konsepti ile festivali buluşturunca ortaya müthiş bir tablo çıkmış.
Adından da anlaşıldığı gibi festival el sanatlarıyla ilgili... Taksim Gezi Parkı'nda gümüşten sim sarmaya, tel kırmadan bastona, çiniden lületaşına, üfleme camdan geleneksel giysili bebek yapımına pek çok işçiliği izleme fırsatı buldum. Bir anlamda Anadolu'nun zenginliği ve renkliliği bütün inceliği ve şıklığıyla İstanbul Taksim Meydanı'na taşınmıştı.
Beyoğlu Belediyesi'nin genç başkanı Ahmet Misbah Demircan şöyle diyor:
"Ramazanla Anadolu el sanatlarını Avrupa Kültür Başkenti İstanbul'da bir araya getirdik. Ve ortaya müthiş bir zenginlik çıktı. Sadece İstanbullular değil, yabancılar da çok beğendi."
Gerçekten güzeldi. Hala vakit var ve bayram günlerinden birinde kısa süreliğine de olsa gezi parkına uğramanızı öneririm.