Tam 40 yıl önce, 1968'de "Prag Baharı" adı verilen siyasi liberalleşmenin başlayıp kısa sürdüğü Prag'dayız...
Dünyanın en güzel şehirlerinden biri Prag'da.
Şu sıralarda tıpkı mevsim gibi, özgürleşme ve liberalleşme açısından da bahar yaşanıyor burada.
Prag'dan esen bu bahar havası AB ülkelerinin aksine Türkiye-Çek Cumhuriyeti ilişkilerine de yansıyor.
Şişli Belediyesi ile Prag Slany Belediyesi'nin ortaklaşa düzenlediği Türk Kültür Haftası da bu yansımanın bir ürünü.
Kültür etkinlikleri öncesi Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile gezinin özel konuğu eski Dışişleri Bakanı ve Meclis Başkanı Hikmet Çetin, Çek Cumhuriyeti'nin Avrupa Parlamentosu milletvekili Jan Zahradil ve yardımcısı ile görüşüyorlar.
"Türkiye'nin yanındayız"
Görüşme, Şişli sınırlarını aşıyor, Türkiye-AB ilişkileri üzerine yoğunlaşıyor. Eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin tecrübesiyle, bir süre sonra AB Dönem Başkanlığı'na gelecek Çek Cumhuriyeti milletvekili Jan Zahradil'e Türkiye'nin AB üyeliğine alınmasının zorunluluğunu ustaca anlatıyor:
"Türkiye'siz bir AB düşünmek büyük sorunların yaşanması anlamına gelir. Özellikle terör, nükleer silahların sorumsuz kullanımı ve enerji güvenliği açısından AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı var."
Çek Cumhuriyeti AP milletvekili Zahradil'in cevabı ise ilginçti.
"Türkiye'nin AB üyeliğine alınmamasının nedeni ne din, ne de kültürel farklılıktır. Asıl neden siyasettir. Türkiye dengeleri değiştirecek bir ülkedir. Küçük ülkeleri kullanmak kolaydır. Ama Türkiye önemli bir ülkedir. Bunun için istenmiyor. Biz Çek Cumhuriyeti olarak bugün de, yarın da Türkiye'nin yanında olacağız."
Çek Cumhuriyeti Parlamento Dış İlişkiler Danışmanı ise Türkiye'nin önemini şöyle anlatıyordu:
"Türkiye'yi anahtar ülke olarak görüyoruz. Bizim hedefimiz 'bariyersiz' bir Avrupa..."
Mustafa Sarıgül ise çok güncel bir konu olan parti kapatma olayına dikkat çekip AB üyelerinden destek istedi:
"Bir partinin mahkeme kararlarıyla kapatılmasına karşıyım. Seçimle gelen bir iktidarın seçimle gitmesi gerekiyor. Seçim ve partiler yasasının değişmesi için bize destek verin."
Gezinin dış boyutu kadar iç siyasete ilişkin görüntüsü de dikkat çekiciydi.
Özellikle Çetin ve Sarıgül'ün birlikteliği, yeni döneme hazırlanmanın ilk adımı olarak yorumlandı.
Hatta şaka yollu da olsa, "Sarı devrimin temelleri Prag'da atıldı" konuşmaları bile yapıldı.
Prag'da "Hikmet Abi" formülü
Prag'da Hikmet Çetin'i görünce sadece siyaset akla gelmiyor.
Sık sık siyasette "Hikmet Abi" formülü olarak geçen yaklaşım, şu günlerde spor için de gündemde.
Daha doğrusu Beşiktaş başkanlığı için.
"Bu da nereden çıktı" demeyin...
Beşiktaş'ın ciddi sıkıntılar yaşadığı biliniyor.
Özellikle yüklü bir borç sorunu olması Beşiktaşseverleri kara kara düşündürüyor.
Bu nedenle de çözüm için en çok konuşulan isim Hikmet Çetin ...
Bu önerinin bir süre önce eski efsane başkan Süleyman Seba'ya da iletildiği spor kulislerinde konuşuluyor.
Biz de soruyu Çetin'e sorduk:
"Bu daha önce de gündeme geldi. Birkaç gün önce de Süleyman Seba ve birkaç arkadaşla yemek yedik. Orada da konuşuldu. Ama ben düşünmüyorum. Tabii ki Beşiktaş'ın çok önemli sorunları var. Bunların mutlaka bir çözümü bulunmalı."
Uzun süredir ortada bir "Hikmet Abi" formülü dolaştığı malum.
Bakalım bu formül nerede karşımıza çıkacak?