Merkez Sağ'dan sürpriz biçimde "sol"a transfer olmasıyla uzun süre gündemde kalan İlhan Kesici şimdi de kurultayda görev almaması nedeniyle tartışılıyor.
Özellikle Deniz Baykal'ın ısrarına rağmen Parti Meclisi üyesi olmak istememesi kafalarda soru işareti yarattı:
Ve şu soruyu gündeme getirdi:
"Acaba CHP'de kalacak mı, yoksa gidecek mi?"
Bu konuları dile getiren yazımız üzerine CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici aradı. Ve niçin görev almadığını şöyle anlattı:
" Bu parti meclisi lafı 2-3 aydır var. Bu da çok normal bir şey... Çok da onore edecek bir şey. Yeni gelmiş bir insana önce PM üyesi, sonra da MYK üyesi diye bakılıyor, hep böyle telaffuz ediliyor. Ama ben siyasetin entelektüel faaliyet bölümünü daha çok seviyorum, particilik yapma işini daha az seviyorum."
Peki, İstanbul Belediye başkanlığı meselesi... Kesici kısa yanıt veriyor:
"Türkiye'nin önündeki bu bir sene, 1 milyon seneye eşit. Siyaseten çok olay var." Bu iki bilinen soruya cevap aldıktan sonra sözü "Kesici'nin CHP'lileşme" meselesine getiriyoruz...
"CHP ile fikir ayrılığımız yok"
Herkesin kafasında oluşan soru şuydu : "Merkez sağ siyaset geleneğinden gelen Kesici, acaba CHP'yi tüm savunduklarıyla benimsedi mi?"
Kitle partilerinde herkesin aynı fikri savunması beklenmeyebilir ama söz konusu CHP olunca biraz farklı bakıldığı da kesin. Çünkü kamuoyunda özellikle laiklik meselesinde izlenen katı çizgi nedeniyle CHP'de nüanslara tahammül kalmadığı gibi bir düşünce egemen...
Bu nedenle de , "Acaba merkez sağ gelenekle bu katı çizgi örtüşebilir mi?" sorusunun cevabı aranıyordu.
İlhan Kesici bu konuda lafı dolaştırmıyor:
"Laiklik konusunda CHP ile ana aksta hiçbir tersliğimiz yok. Türkiye'nin laik devlet düzeni doğru bir düzendir. Türkiye'nin laiklik uygulamasından şikayetçi olan bir tane dindar yoktur bence."
Türban konusunda da CHP ile aralarında bir sorun yoktu.
"Türban üniversitenin bir sorunu... Bu sorun sistemin en çok yüzde biri mahiyetinde bir şeydir. Bunu getirip Türkiye'nin ana teması yapıyorlar. Deniz Bey de dedi ki; 'Türban ve üniversitelerdeki bu kılık kıyafetlerle ilgili iş çözülmelidir. Ama bu katiyen bir anayasa maddesi olarak ele alınmamalıdır.' Bu da doğru bir yaklaşımdır."
"Referansımız cumhuriyetçiliktir"
Ortaya çıkan şu ki, Kesici ile CHP arasında tahmin edilen bir ideolojik ayrılık yok. Daha ilginci Kesici, merkez sağa da benzer bir siyasi misyon yüklüyor.
"Ben Deniz Bey'in seçim sonrası yaptığı 'Merkez sağ çöktü' açıklamasına tamamen katılıyorum. Merkez sağ çöktü. Ama Türkiye'ye merkez sağ lazımdır. Türkiye'nin 'cumhuriyetçi merkez sağ'a ihtiyacı var. Yani cumhuriyetin ve devletin ilkelerini ilke olarak gören bir merkez sağa Türkiye'nin ihtiyacı vardır."
Türkiye'nin iki partili bir yapıya dönmesini savunan Kesici onu da şöyle tanımlıyor:
"CHP, ulus devlet, üniter devlet, laik cumhuriyetten yana. Onun yanında da yine bunlardan yana bir merkez sağ parti, Türkiye'nin ana damarıdır. İkisi arasındaki farklar da çok keskin uçurumluk farklar olmayacak. ABD'de kurucu babalar derler. Sıkıntı çıktığında kurucu babalara müracaat edilir. Bizim referansımız da cumhuriyetçiliktir. Cumhuriyetçi merkez sağ belli bir muhafazakarlığa sahiptir."
İşte yaklaşık 1 yıldır CHP'li olan eski merkez sağcı İlhan Kesici'nin siyasete bakış açısı.
Bana kalırsa Kesici, "Cumhuriyetçi merkez sağa ihtiyaç var" diyerek bir anlamda kendi yerini de tarif etmiş oluyor.
Bu tarifin gereğini yerine getirir mi getirmez mi onu da zaman gösterecek.