Amerika'da başkanlık için yapılan önseçim yarışı, bütün heyecanıyla sürüyor. Bu seçimlerle bizdeki parti içi seçimleri kıyaslayınca insan üzülüyor.
Tabandan tavana doğru seçilerek devlet başkanlığına uzanan bu süreç mi, yoksa bizde ki "delege" sistemi mi daha demokratik?
Arada inanılmaz bir fark var.
Şimdi bu farka bir yenisi daha ekleniyor.
ABD'de ilk kez bir zenci, başkan olmaya doğru koşuyor.
Demokrat Parti aday adaylarından Barack Obama'dan söz ediyorum... Babası Kenyalı bir zenci, annesi Arkansaslı bir beyaz.
Melez bir Amerikalı...
Bir anlamda gerçek Amerikalı denebilecek bir isim.
Kuşkusuz Obama'nın şimdiden başkan olacağını söylemek zor. Kim bilir ne oyunlar dönecek. Ama seçime girmeye hak kazanırsa büyük şansı olacağı kesin.
Eğer başkan olursa bir ilke imza atılacak.
Uzmanlara göre, Obama'nın başkanlığa yürüyüşü ABD'de seçimlere ilgiyi artırdı ve seçimlere fazla ilgi göstermeyen "çevre" yi de harekete geçirdi.
Zenciler, gençler seçimlerle yoğun ilgilenmeye başladı.
Obama'nın bu çıkışı Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ve partisi AK Parti'nin iktidara yürüyüşüne benziyor.
Bir anlamda Amerika'nın "öteki" leri merkeze yürüyor...
Seçimlere katılımın artması da bunu gösteriyor.
Obama'nın başkanlığa yürüyüşü dünyada da, Türkiye'de de ilgiyle izleniyor. Onun bu hızlı yükselişi ve tartışmalı pozisyonu Türkiye'deki Kürtlerle paralellik kurulmasına yol açıyor ve şu soruyu akla getiriyor.
Acaba Türkiye'de annesi Kürt, babası Türk veya tersi bir kişi "Kürt kimliği" yle başbakanlığa gelebilir mi?
Tabii işin esası şu: Bu yolculuğa çıkacak kişi AK Parti veya CHP gibi merkezde yer alan bir Türkiye partisinde genel başkan adayı olarak toplum karşısına çıksa ve şöyle dese:
"Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir Kürt'üm. Bana oy verin ben Türkiye'yi yöneteceğim."
Acaba nasıl olur?
Şimdi birçok insan bu soruya, "Daha önce oldular..." diyecek, hatta Cemal Gürsel ve Turgut Özal gibi örneklerden söz edecek. Doğrusu aynı şey olmadığını herkes biliyor.
Onların hiçbiri Kürt kimliğiyle toplumun karşısına çıkmadı. Kim bilir belki de yıllardır bir çıkış yolu bulunmayan Kürt Sorunu böyle "birleştirici" bir yöntemle çok daha demokratik bir çözüme kavuşur.
Doğrusu teorik düzeyde de olsa bu sorunun cevabı Türkiye'nin geleceği açısından önemli...
Acaba kendi Obama'mız olsa seçer miydik?