Siyaset bilimciler de sokaktaki insan da daha şimdiden operasyon sonrasını konuşmaya başladı.
Daha önce de yazdım; "Acaba bu operasyon yeni bir sürecin başlangıcı olabilir mi?"
Bir kesim geleceğe umutla bakıyor.
Bu kesim operasyon sonrası Kürt meselesinde yeni bir adım atılacağı beklentisi içinde. Öteki kesim ise daha karamsar.
Türkiye'nin diplomatik, siyasal ve askeri açıdan iyi bir operasyon planladığını ancak sonrasında ne yapacağı konusunda bir planı olmadığını ileri sürüyor.
Toplumun ortak beklentisi ise bir an önce şiddet ve terörün bitmesi, demokratik sivil bir sürecin başlatılması.
Bütün kışkırtmalara, öfkeli siyaset diline, yok etme kültürüne rağmen toplumun ağırlıklı kesiminin dileği bu.
Türkiye'den bu iki ana eksende izlenen operasyona bölge insanları nasıl bakıyor?
Sorunun cevabını eski CHP Milletvekili Esat Canan'a sordum.
22 Temmuz seçimleri öncesi Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle CHP'den istifa eden Canan, siyasi yaşamında doğru bildiğini söyleyen bir siyasetçi. Şu sıralarda Hakkari'de bulunan Canan, bölgedeki gelişmeleri yakından izliyor.
Canan, önce kısa bir değerlendirme yapıyor:
"Terörle mücadelenin tek yolu şiddet değil. Türkiye'de öyle bir hava yaratıldı ki, 'Terörü yok etmenin tek yolu şiddettir.' Bu doğru değil. Terörü yok edecek en önemli şey demokratikleşmedir."
Esat Canan, operasyondan çok operasyonla ilgili gelişmelerin, haberlerin sunuluş biçiminin bölgeyi etkilediğini dile getiriyor ve şöyle diyor:
"Siyaset ve medya kötü bir sınav veriyor. Sürekli kışkırtıcı bir hava yayılıyor. Adeta savaş propagandası yapılıyor. İki halk arasındaki mesafenin açılmamasına dikkat etmek gerekiyor."
Canan, bu noktada sözü cephenin öteki yanı DTP'ye getiriyor.
DTP'nin süreci iyi yönetemediğini ve ciddi hatalar yaptığını ileri sürüyor.
Uzun yıllar Meclis'te bölgeyi temsil eden Esat Canan, DTP'nin 7 aylık Meclis deneyimini şöyle değerlendiriyor:
"Önemli bir mecra elde ettiler ama kötü bir sınav verdiler. Siyaset cesaret ve risk işidir. Ben DTP'nin seçimden sonra üstlendiği misyonu gereği gibi yerine getirdiği düşüncesinde değilim. Meclis'te grup kurduktan sonra, açık biçimde silah bırakma çağrısı yapmalıydı PKK'ya. DTP bunu yapmadı, başaramadı. Hemen yapılsaydı bu, belki de Dağlıca şehitlerimiz olmayacaktı. Sorunlar da bu noktaya gelmeyecekti."
Çok tartışılan bir konu da henüz nasıl sonuçlanacağı kestirilemeyen operasyonun bölge halkı ile AK Parti arasındaki ilişkiyi nasıl etkileyeceği.
Bu sorunun asıl nedeni de önümüzdeki yerel seçimler.
Esat Canan şöyle diyor: "Şu anda doğru bir teşhis koymak mümkün değil. Ama bu aşamada AKP'den çok ciddi bir uzaklaşma olduğu kanısında değilim. Hele AK Parti şiddet dışında çözüm üretirse, 22 Temmuz'da aldığı desteği yine bölgeden alacaktır."