Demokrat Parti'nin yüzde 5'lerde kalması o siyasi geleneğin geçmişinde ve bugününde yer alan bütün siyasi aktörleri derinden sarstı.
O sarsıntı nedeniyle şimdi herkes şu sorunun cevabını arıyor:
"Acaba, DP-AP ve DYP geleneği nasıl oldu da bu noktaya geldi?"
Kuşkusuz bu soruya herkesin bir cevabı var.
Kimi dünü, kimi bugünü suçluyor.
İşin içinde "suçlama" da olsa aranan şey, gelinen noktaya bir "çare" bulmak.
O isimlerden biri de, Adalet Partisi'nin ünlü Milli Eğitim Bakanları'ndan Ali Naili Erdem .
Geçtiğimiz hafta kaleme aldığımız "Güniz Sokak out, Yeniköy Yalı in" yazımız üzerine bizi aradı.
Kibar, naif ve titrek sesiyle sözünü hiç sakınmadan konuşmaya başladı:
"Tansu Çiller'in peşinde koşanlar bu ülkeyi batıranlardır. Doğruyol'u 5 kişi kurduk biz evladım. O zaman Zincirbozan'daydık. Dışarıda kalan beş arkadaşımız da onun genişlemesini yaptı. Şu ana kadar hiç sesimizi çıkarmadık. 'Ne olacak?' diye bakıyoruz. Ama Doğruyol sahipsiz değil. Hele Tansu'ya hiçbir şekilde bırakılamaz. Bunu gayet açık ve net söylüyorum. Memleketinin insanları sürünürken, özel uçakla Yeniköy'e balık yemeye gidenlerden genel başkan olamaz."
Ali Naili Erdem, bu suçlayıcı sözlerini iddialı bir çıkışla sürdürüyor:
"Biz siperdeyiz. Bu ana kadar sesi çıkmayan arkadaşlar bir araya gelip sesimizi yükselteceğiz. Bu ben olabilirim ya da bir başka arkadaş da olabilir. Ama olacak. Bu işlere karışmayalım, bu işleri götürsünler dedik ama yüzlerine gözlerine bulaştırdılar."