Türkiye, modern çağın alışveriş merkezleriyle 90'lı yıllarda tanıştı. İlk örneği İstanbul Ataköy'deki Galleria idi.
Galeria, bir anlamda dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın Türkiye'de başlattığı değişimi simgeliyordu. Sonrası hızla gelmeye başladı. Akmerkez, Capitol, Carousel, Tepe Natilus ve diğerleri.
Aynı süreçte İstanbul kendi içinde tam bir çelişki yaşıyordu.
Bir yandan aldığı göçlerle "mega köye" dönüşüyor, öte yandan kentleşmenin simgesi alışveriş merkezleri yükseliyordu. Alışveriş merkezleri ise kentlerin varoşlarıyla, merkezinde yaşayanları buluşturarak önemli bir işlevi yerine getiriyordu.
Benzer bir durum şimdi İzmir'de yaşanıyor.
İzmir, çok değil bir ay önce yeni bir alışveriş merkezine kavuştu: Forum Bornova.
Muhteşem bir çarşı. İstanbul'da tanıştığımız çarşılardan çok farklı. Bir kere kapalı değil, bulvarları, caddeleri ve meydanları ile sanki "butik bir Ege kasabası" yaratılmış.
Özellikle geceleri tam bir ışık seline dönüşüyor. Sadece Ramazan Bayramı'nı da içine alan 15 gün içinde 1 milyonu aşkın insan burayı görmeye gelmiş.
Kısaca Forum Bornova İzmir'in Kordon boyundan sonra yeni "cazibe merkezi" olmayı çoktan hak etmiş.
Önceki gün Forum Bornova'yı gezerken, Deniz Yıldızı Bulvarı'nın ortasında yer alan, havuz kenarlarındaki banklarda oturan insanlar dikkatimi çekiyor.
Her kesimden insan var. Özellikle varoşlardan ailece gelenler hayran hayran çevreyi izliyor.
Bir taksi şoförüyle konuşuyorum. Anlattığı ilgimi çekiyor.
"Gerçekten çok güzel bir çarşı. Eşim günlerce burayı görmek için bana baskı yaptı . Geçen gün iki saat dolaştı. Ama bu gezme bana pahalıya patladı. Tam 700 YTL'lik alışveriş yaptı."
Cadde ve kaldırımlar işgal altında
İzmir'de kentleşme açısından atılan bu adım elbette önemli.
Ancak İzmir gibi İstanbul'a göre daha küçük bir kentte yaşanan trafik sıkışıklığı ve kaos insanı şaşırtıyor.
Özellikle Alsancak'ta Sevgi Yolu denilen bir cadde dikkatimi çekti. Beş yıldızlı otellerin çevresinde yer aldığı bu caddenin iki tarafını da koca koca palmiye ağaçları süslüyor. Görüntü olağanüstü güzel. Ancak o caddeyi arabayla geçmek tam bir zulüm. İki tarafına da arabaların park ettiği caddeden geçmek için cambaz olmak gerekiyor. Tabi Sevgi Yolu tek örnek değil. Birçok cadde de aynı manzarayı görmek mümkün. Kısaca İzmir'de de kaldırımlar ve caddeler işgal altında . Yani İstanbul'dan pek farkı yok.
Peki İzmir'de bu kargaşayı çözmek daha kolay değil mi?
Doğrusu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun bu konuda ne düşündüğünü merak ediyorum.