İSTANBUL'UN sihirli ellerinin dokunduğu bir kesim daha var. Gazeteciler. Daha doğrusu "kooperatifçi gazeteciler"
Neredeyse her belediye başkanı 4. kuvvet medyanın gücünü bildiği için "kendi gazetecisini" yarattı.
Bunun en kestirme yolu da kooperatif kurdurmaktı. Dalan'la başlayan bu uygulama, öteki belediye başkanlarının da izlediği bir yöntem oldu. Dahası ilçe belediye başkanları, hatta belde belediye başkanları bile bu işe soyundu.
Sözde hepsinin derdi de "gariban gazetecileri" ev sahibi yapmaktı. Bir kısmı gerçekten garibandı ama basın mesleği açısından ciddi bir paradoks vardı. "Kooperatifçi gazeteciler"in büyük çoğunluğu aynı zamanda belediye haberleri yapan isimlerdi.
Yani hem bedava arsa alacaksın, hem de o belediye hakkında haber yapacaksın.
Olacak şey mi?
Ama burası İstanbul'du ve gündemde kalmanın en kolay yolu medyayı "ev"lendirmekti.
Sonrası kolay. Gazete sayfaları şu kadar yol asfaltlandı, muhteşem projeler şehrin kaderini değiştirecek gibi haberlerle dolup taşacaktı. Dahası orada burada "benim arkamda basın var" diye hava atan başkanlardan geçilmeyecekti.
Peki şimdi durum ne?
Doğrusu ne kadar kooperatif girişimi var bir bilgim yok. Ama kulislerde inanılmaz dedikodular dolaşıyor.
Ben de merak ediyorum;
Acaba son birkaç yılda hangi belediye "gariban gazeteci"leri ev sahibi yapmak için proje üretti?
Ve bu projelere hayat veren gazeteciler kimlerdi?