Spor camiası günlerdir "şike" konusunu tartışıyor. Bu tartışma Türkiye'nin son 40 yılına damgasını vuran siyasi ve ekonomik skandalları hatırlatıyor. Yakın tarihe bakınca; Türkiye'yi sarsan skandalların hiç biri aydınlatılamadı. Çünkü büyük çoğunluğu devlet ve siyaset bağlantılıydı.
Şike konusu da öyle... Bir çok yönü olan bir konu. Bugünlerde İtalya'da da gündemde. Ama orada önemli adımlar atılıyor. Türkiye'ye gelince, kimse umutlu değil.
Tıpkı 90'lı yıllardaki "Temiz Eller" operasyonu gibi...
Tesadüfe bakın, o dönem İtalya'da çok sayıda karanlık olaya imza atan ve devlet içinde güç olan "Gladio" ya karşı "Temiz Eller" operasyonu başlatılmış ve önemli tutuklamalar olmuştu.
Bu sonuç benzer sıkıntılar yaşayan Türkiye'de de umut yaratmıştı. Hatta soruşturmayı yürüten ve önemli adımlar atan Savcı De Pietro Türkiye'ye davet edilmiş ve TÜSİAD'da da bir konuşma yapmıştı.
Sonra ne oldu?
Bir süre "Temiz Eller" kampanyasıyla umutlansak da sonuç değişmedi.
Peki neden?
Sorunun cevabını siyasetin içinden gelen ve spor dünyasını da iyi bilen Celal Doğan veriyor:
"Türkiye'de çağdaş normlara ne uygun ki spor uygun olsun. Yani beyin hasta ise ayağın iyi olması mümkün mü? Türkiye'nin kurumları birbirinden farklı değil. Bu nedenle şike olayı üzerine gitmek zor. Asıl sorun siyaset. Siyaset şeffaf olmadıkça başka alanların temiz olmasını beklemek saflık olur."